40. BÖLÜM🪷

6.4K 833 278
                                    

Kurguyu sevdiyseniz arkadaşlarınıza önermeyi unutmayın😘

🍭KEYİFLİ OKUMALAR🍭

ZEHİRLİ ŞEKER

BÖLÜM 40

🪷

Annem, sevginin tüm duygulardan daha üstün olduğunu söylerdi. Bu yüzden kendimi hep bir şeyleri severken bulmuştum ben. Kuşları, kedileri, hatta köpekleri bile. Bir keresinde yolda güzel bir taş bulmuştum. Onu bile sevmiştim. Hatta göz ağız çizerek bebek gibi oynadığım da olmuştu.

Şimdi kendime bakıyordum da içimde sevgi yerine nefreti buluyordum. Sevgi yine vardı. Kendini tamamen soyutlamış değildi ama hissettiğim nefret artık sevginin boyunu aşıyordu. Eskiden gözlerim ışıl ışıl bakardı benim şimdi sadece kin doluydu.

Esma Teyze'ye gelmiştik, bizi olması gerekenden daha güzel ve cana yakın bir şekilde karşılamıştı. Baran odasını Lavin ve Volkan için feda etmişti. Dilan Hanım, misafir odasında hep beraber kalırız demişti ama ev halkı tarafından bu öneri kabul edilmemişti. Bu yüzden Dilan Hanım misafir odasında rahatça tek başına kalabilecekti. Baran ve Barış'a da salon kalmıştı.

Birlikte yemekler yemiş sohbetler etmiştik. Hepimizin içinde acıya dier bir şeyler olsa da yüzümüz gülümsüyordu. Odama çekilmeden önce kardeşlerimle biraz konuşmuştum. İçleri rahat olsun diye elimden geleni yapacaktım. Her şey düzene girdiğinde onları İstanbul'a bile götürebilirdim. Eğer isterseler benimle gelebilirdiler.

Kapı iki kez tıklandığında durmadan taradığım saçlarımı geriye doğru ittim ve ayaklarımı yataktan aşağıya sarkarak seslendim. "Gelin?"

Kapının kulpu büküldü. Dilan hanımı gördüğümde genişçe gülümsedim. "Müsait miydin, kızım?" Diye sorduğunda kafamı salladım. "Evet, buyurun. Bir şey mi oldu?" Kapıyı arkasından kapatarak içeriye girdi. Meraklı gözlerle ona bakarken yatağın boş kısmını göstermeyi ihmal etmedim. "Otursanıza, ayakta kalmayın." Dediğimi yaparak yanıma oturdu. Birkaç saniye konuşmasını bekledim ama sustuğu için sormak zorunda kaldım.

"Dilan Hanım, iyi misiniz?"

"İyiyim." Dedi yutkunarak. Elini yeleğinin cebine götürerek küçük beyaz bir kumaş çıkarttı. "Üstüne yük olmak istemem." Dedi çekinerek. "Ben, öyle para işinden çok anlamam ama," beyaz kumaşı ellerime tutuşturdu. "En azından bir süre idare eder ama yetmez dersen..." kumaşı açarak içine baktığımda iki altın bilezik görmüştüm. Dişlerimi birbirine bastırarak içimde oluşan kasveti yansıtmamaya çalıştım. "...çalışmaya da başlarım. Çocukların okul masrafı-"

"Dilan Hanım." Susarak yüzüme baktı. Kumaşla bilezikleri sardım ve ona geri uzattım. "Eğer sizden böyle bir beklentim olsaydı bu yola hiç başvurmazdım." Dedim içini rahatlatmak için. İçten bir şekilde gülümsedim. "Onları sizin çocuğunuz olarak değil kardeşim olarak görüyorum. Kardeşlerimin masraflarını ödeyebilecek bir yaştayım. Hem Lavin'in bursu varmış. Dereceyle girdiği için okuldan burs alıyormuş. Bu durumda zorlanacağım bir şey yok ki. Birkaç gün dişinizi sıkmanızı isteyeceğim sizden. O sırada bir ev bulurum illaki. Eşyaları da yavaş yavaş hallederiz."

Bileziklerini yine bana doğru uzattı. "Evin masrafı olur. Onun için kullanırsın." Kafamı iki yana salladım. "Hayır. Her halükarda bir eve çıkacaktım zaten. Konakta bir yere kadar kalabilirdim. Zaten yapacağım bir şey için sizden bir şey alamam. Eğer içiniz rahat edecekse evi tuttuğumuzda mutfakla siz ilgilenirsiniz. Böylelikle de borç olarak düşündüğünüz şeyi ödemiş olursunuz."

ZEHİRLİ ŞEKERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin