35. BÖLÜM🪷

12.3K 1K 318
                                    

Okunma sayımız 200bine yaklaşmış🥹

Yeni bölüm birkaç gün geçikecek🥹 derslerim son hızda başladı. Sezona kadar art arda bölümleri atmak istiyordum ama yetiştiremiyorum artık bir günde🫠

✨️

🍭KEYİFLİ OKUMALAR🍭

ZEHİRLİ ŞEKER
BÖLÜM 35

🪷

Bazı dostluklar aileden daha sıcak hissettirir. Öyle ki bir yerden sonra dostunuz aileniz oluverir.

Kübra benim için öyleydi.

Onun da kolay bir hayatı olmamıştı. Ki zaten kimin hayatı kolaydı ki? Bana kalırsa hiç kimsenin.

Kübra'nın babası Oktay amca, annem öldükten bir ay kadar kısa bir süre sonra trafik kazasında vefat etmişti. Kübra'nın annesini ise o doğduğu gün kaybetmişlerdi. Hiç, anne sıcaklığı görmemişti.

Annesiz büyümüş çocuklar hırçın olurdu. Kendi başlarına yetmeleri gerektiğini kimse belki söylemezdi ama hissederdiler. Ben, annem öldükten sonra anlamıştım onu. Küçükken çok kavga ederdik. Çünkü ben yaramazdım o da hırçındı ve ikimizde bir yerde birbirimize giriyorduk fakat ayrılmazdık. Kavga ederek büyümüştük. Ben kardeşliği Kübra'dan öğrenmiştim. Yeri geldiğinde bana ablalık etmiş yeri geldiğinde de annem gibi sıkıca sarılmıştı.

Kübra hiç değişmemişti. Küçükken de çatık kaşlı dolanırdı etrafta şimdi de öyle dolanıyordu. Lafını sözünü esirgemez, her şeyi kendi gözüyle görür ve ona göre hareket ederdi. Burnunun dikine giden bir yapıya sahipti.

Oktay amca, iyi bir insandı. Bize desteği çok olmuştu. Onu çok severdim. Sevdiğim herkesi kaybetmiştim bir anda. Yetimhanede kalmıştım. 2 yıl kadar kısa bir süre olsa da çok zordu. Çok soğuktu. Haksızlıklarla doluydu.

Orada, annemin özenle örüp sevdiği saçlarımı bile kesmiştiler.

Ben sadece annemi kaybetmemiştim onunla birlikte çocukluğumu da kaybetmiştim.

Hayatımın mahvolduğunu düşünürdüm, mahvolduğumu. Ama şimdi bir avukattım. Kendi ayaklarımın üzerinde duruyordum ve annem adına kendimle gurur duyuyordum. Bunun başta en büyük sebeplerinden biri Kübra'ydı. Babası öldükten sonra kolay kolay toparlanamamıştı ama sonra kaldıkları evlerini satmış parayla daha küçük ve geçindirebileceği bir ev almıştı.

Hayatını biraz düzene soktuktan sonra da gelip beni bulmuştu. 18 yaşında yurttan ayrıldığımda onun sayesinde daha çekilebilir bir hayatım olmuştu. En azından kalabileceğim bir evim. Birlikte çalışarak, kafelere, temizliklere giderek bir şekilde okumuş ve büyümüştük.

Büyümenin hiç bu kadar zor olacağını düşünmezdim küçükken. Zaten ben büyümek de istemezdim. Hep annemin bacağına yatmayı ve saçlarımı okşamasını isterdim. Bir de yaramazlık yapmayı.

Kübra'ya dün gece olanları anlattığımda bana çok kızmıştı. Çünkü ona zamanında söylememiştim. En başından beri söylemem gerektiğini biliyordum fakat çok yoğun çalışıyordu. Kafasını bir de benimle meşgul etmesini doğru bulmamıştım. Gerçi, o kağıtta yazanları düşünmek bile nefesimi hızlandırıyordu. Yaşanmamış gibi davranmak daha kolaydı.

Kübra, buz yasladığı ayağını ileriye doğru uzatarak ayak parmaklarını oynattı. Hemen sordum. "Daha iyi mi?"

Simsiyah saç tutamını kulağının ardına itti. O bir esmer güzeliydi. Hem de bana kalırsa en güzeli. "Evet, acısı dindi." Dedi. Kafenin içinde bir masada oturuyorduk. Abim de buradaydı ve tek yaptığı bizi dinlemek ya da Kübra'yla atışmaktı.

ZEHİRLİ ŞEKERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin