Benim Ailem

Zaatüre

O yağmurun altında ıslandıktan 2 gün sonra gece fenalaştım, ateşim 40 dereceye kadar çıktı, annem, babam başucumumda sabaha kadar sirkeli sular ve yoğurtla ateşimi düşürmeye çalıştılar ve ertesi günü beni doktora götürdüler. Doktor zaatüre olduğumu söyledi ve okula 10 gün kadar gitmemem gerektiğini söyledi ve rapor verdi.
Eve gelince, hemen ben yattım, babam da raporu okula götürmek için gitti. Raporu öğretmenime verip, müdürümüz Faik beye bilgi vermiş. Müdürümüz geçen gün yağmur altında ıslandığımı, bu yüzden hastalandığımı söylemiş, ama bu olay da Nazarın suçu yok suç biz de yani suçsuz yere Nazar hastalandı demiş.
Her gün Fazilet bana geliyor, ödevlerimi getiriyordu, gerçekten çok iyi bir arkadaş ve sırdaştı.
Bir kaç gün sonra artık kendime gelmiştim, babaannem Nazar sana bir çift ayakkabı aldım dedi ve kutuyu bana uzattı, hemen açtım; bir de ne göreyim için de iki tane kumru yavrusu ve ikisinin de kanadı kırık, hem sevinmiş, hem de üzülmüştüm çünkü daha çok küçüktüler.
Bizim bahçemiz de selvi ağaçları vardı, yuvasından düşmüşler.
Hemen ilaç yaptık ve elimle onları besledim ve bir kaç gün sonra iyileşince yuvasına koyduk.
Babaannem hep babama evi mezarlığa çevirdin derdi çünkü bahçemiz de selvi ağaçları ve çam ağaçları vardı, babam da misss gibi kokuyorlar, yazın da serinletiyorlar, babaannem de pisliği olmassa da çok iyi olacak diye birbirleriyle şakalaşıyorlardı.
Artık iyileşmiş okuluma başlamıştım, okula Faziletle birlikte gidiyorduk, sınavların hepsini olmuşlardı, bana şunlardan çıktı diye bilgi veriyordu.
Okula gittiğimde hemen öğretmenim beni sınava aldı 5 ders boyunca; ama sınav konuları diğer öğrencilere sorduğu sınav gibi değil en zor soruları seçmiş, okula gitmeme rağmen, sınav da başarılı olmuştum, öğretmenim çok şaşırmıştı.
Artık bir kaç gün sonra, karnelerimizi aldık; sınavlardan başarılı olama rağmen, karneme hep iyi not yani 5 li sistemden notlarımın hepsi 4 idi. Çok ama çok üzülmüştüm ve ağlıyarak eve gelmiştim, ilk defa karnemin hepsi iyiydi.
Bunları haketmemiştim, babam kızım üzülme, seneye derslerinin hepsi, pekiyi olur dedi. Aslında babam da biliyordu; haksızlık olduğunu, o yıllar da şimdi ki gibi itiraz hakkı olmuyordu, maalesef ve yaz tatiline girmiştik, çok mutluydum.