Sabah kalkar kalkmaz,; babaannem, ablam ve ben hastaneye gittik.
Babamı çok merak ediyorum, nasıldı? ve bu kaza nasıl olmuştu? ve canım babam o gün oruçluydu. Merdivenleri hızlı adımlara çıkmış ve odaya girmiştik. Odaya girdiğimde gördüğüm manzara karşısında bir an panikledim. Babam ölü gibi yatıyor ve kendinde değildi; burnunda oksijen maskesi vardı, nefesini zorluklarla alıyordu, bir ara gözlerini araladı; hepimiz onun başucundaydık, sessizce ve sadece gözlerimizle konuşuyorduk, bir ara elimi tuttu, diğer eliyle işaret edip annemi, babaannemi ve ablamı biraz çıkmalarını söylüyordu. Odada ikimiz kalmıştık, konuşması boğuk bir ses tonuyla bana Nazar; bana bir şey olursa annen, ablan ve babaannen sana emanet diyordu; sen güçlüsün ancak, onlar senin gibi değil, yılmak yok, asla Nazar ; anlıyorsun değil mi? diyordu, ben sessizce babama evet babam, evet diyor ve gözlerim boncuk, boncuk doluydu.
Daha sonra; bizimkiler içeri girdi, annem de perişan bir vaziyetteydi, bütün gece uyumamış ve ayakta zor duruyordu, babamı hortumla ağızdan meyve suyu ile besliyorlardı, bir ara idrar torbasının dolmadığını farkettim ve işte o zaman eyvah diye düşündüm. Babam çok kitap okurdu ve bize okutur, hatta okuduğumuz kitap bölümlerin özetini çıkarttırır ve anlattırırdı.Sağlık kitabında böbreklerin iflası diye bir bölüm okumuştum; geçen yıl, babamın idrar torbasının dolmadığını görünce böbreklerinin iflas ettiğini anladım ama yine de allahtan ümit kesilmez diye düşündüm, tabii bu arada rengim solmuş bir durumdaydım, bu olayı kimseye anlatmadım, anlatsam bile zaten anlamazlardı, sürekli doktor ve hemşireler geliyordu ve sık, sık idrar torbasını kontrol ediyorlardı. Vakit bir hayli ilerlemişti; babaannem, ablam ve ben hastaneden ayrılıp, eve doğru yola çıktık. Yol boyunca babamın söylediklerini düşünüyor ve ya babamda amcam, dayım gibi bizden ayrılırsa o zaman ne yaparız diye düşünüyordum, tam bir kabus olurdu.
Kısa bir süre sonra eve geldik ve ev sanki üzerime, üzerime geliyordu; ciciannem yemek hazırlamış bizi bekliyordu, ama hiç kimsenin yemek yiyecek hali yoktu. Bir ara cicianneme bugün gördüğüm manzarayı anlattım ve babamın söylediklerini; ciciannem metanetli olman lazım Nazar herşeye hazırlıklı olmamız lazım dedi ve sen güçlü bir kızsın; zaten bunu bilmese baban, bu sorumluluğu senin üzerine vermez diyordu.
Gece bir hayli ilerlemişti ve eve gidip hemen yattık, tekrar ertesi sabah hastaneye gidecektik.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Benim Ailem
CasualeHerkesin bir ailesi vardır; hiç unutamadığı ve unutmak istemedikleri bu roman gerçekten alınmıştır, yaşanan tüm olay olduğu gibi hiç bir şekilde hayal ürünü değildir; saygılarımla