Yarı Yıl Tatili

27 1 0
                                    

Tatilimi babannem de geçirdim ara da bir eve uğruyordum, bazı akşamlar da annem ve ablam da geliyor onlar da kalıyordu.
Annem arkadaşların Emine ve Saniye geçen gün geldiler; sana bir şey söyliyeceklemiş ama senin evde olmadığını görünce bir şey söylenmeden gittiler dedi. Ben de yarın eve uğrayınca öğrenirim dedim; gerçi üç aşağı, beş yukarı ne diyeceklerini tahmin ediyorum; konu Ali idi.
Ertesi gün; babannem ile birlikte; eve geldik, benim geldiğimi duyan Saniye ve Emine soluğu bende aldılar hep beraber odaya çekildik; Emine çok heyacanlı bir şekilde Nazar senden bir ricam olacak dün Ali'nin doğum günüydü, ona bir hediye aldım ama ben ona veremedim, sen verebilirmisin dedi!
Şaşırdım ben de; peki sen niye vermiyorsun dedim; aslın da onlar sadece mektuplaşıyorlar bir araya gelmiyorlardı tabii haklı olarak vermesi imkansızdı, o yıllar da sevgililer bugün kü gibi değil; sadece karşıdan birbirlerine duydukları bir sevgi bir de mahalleli görürse dedikodu çıkabilirdi; Eminenin babası Almanya'da çalışıyor; yaz ayların da üç ay kalıyordu. Bir de onun söylediğine göre; babası duysa onu öldürürdü, şu an annesi bu olayı bir duysa yapmadığını bırakmaz ve sokağa bile salmazdı, çaresizlik içindeydi ben de Emine bu sefer de vereceğim ama bir daha lütfen bu son olsun ancak okullar açılınca verebilirim dedim; Emine çok sevinmişti ve teşekkür etti; canım arkadaşım diye.
Hediye paketini aldım ve okul çantama koydum.
O akşam evimiz de akşam yemeği yedikten sonra; babannem ile birlikte babaannemin evine gittik, vakit bir hayli geç olmuştu ve iyi geceler deyip yatmaya çekildik.
Yatağa yatınca bir ara Emine'yi düşündüm hem seviyor, hem ailesinden korkuyor bu nasıl bir şey? diye; demek ki kalbine söz geçiremiyordu.
Bana göre; sevgi ve aşk saçma sapan geliyordu, benim önceliğim ailem ve eğitim hayatım başka bir şey olamazdı.
Belki başkaları benim için ne gururlu ne mağrur diye düşünebilirler; kim ne düşünürse düşünsün hiç önemli değil!
Okulların açılmasına da iki gün kalmıştı; hem çok heyacanlıydım, hem de korkuyordum; korkmamın sebebi yine sağ ve sol çatışmalarıydı sonra Nazar sen niye korkuyorsun ki? yaşanması gerekiyorsa yaşanır, senin yapacağın bir şey yok dedim kendi kendime, birisi beni bu halde görse her halde kendi kendime konuşuyorum diye; bana deli damgasını yapıştırırdı.

Benim AilemHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin