Sabah erkenden kalkıp, evde tekrar rolümü çalıştıktan sonra, saat 10.00 da okulda prova saatindeyim ve ilk provamız başladı.
Çok heyecanlıydım; ama rolümü oynamaya başlayınca, o heyecanım geçmişti; provayı bir çok öğretmenimiz ve müdürümüz izlemeye gelmişti, gerçekten sanatçıların işi çok zor, herkesin önünde bir oyun sergilemek; prova saat 11.45 de bitince alkış sesleri yükseldi, herkes beni ve Orhan hocamı alkışlıyordu ve Orhan hocam esas bu rolün büyük bir bölümünü Nazar üstlendi ve geleceğin tiyaro yıldızı diye beni takdim ediyordu.
İlk defa kendimle grur duydum, gerçekten çok zor olan bir rolü üstlenmiş ve ilk provam da başarılı olmuştum ve çok sevinmiştim.
Orhan hocam okulun bitimine bir hafta kala Hamlet oynacak diye tarih belirlemilti ve bir de büyük bir süpriz olacağını söylemiş, fakat süprizin ne olduğunu açıklamamıştı.
Prova bittikten sonra, kafeteryaya inip, bir şeylet yedikten sonra, artık okul saati gelmişti ve derslere girip, sınav başlamıştı, benim için sınava girmek çocuk oyuncağı sınav bitmeden yarım saat önce hemen bitirir, bahçeye çıkar hava alırdım ve kendimle yalnız başıma biraz olsun kalırdım.
Bir çok arkadaşım da bana kızardı, sınavda biraz kalsan da biraz onlara yardım etsem diye! Ben her zaman hazır lopçu yani; armut piş, ağzıma düş olanlara çok ama çok kızarım, çünkü emek sarfetmeden hiçbir şey olmaz, ben onlara bu konuda yardım etsem, onlara iyilik etsem, onlara bu sefer kötülük etmiş olurdum, kısaca arkadaşlarıma kötülük etmek gibi bir düşüncem olamazdı ve önümüzde seneye üniversite sınavı vardı.
Tenefüs zili çalınca, arkadaşlarımdan bir güzel fırça yedim, ben de onlara bir gün bana hak vereceksiniz dedim ama onlar için bugün var, yarın yoktu.
Eve dönüş zili çalmış ve eve doğru yürümeye başladım az iler de; Ali de beni bekliyordu ve her zaman ki, gibi yürümeye başladık, o gün Ali bir hayli rahat yani iyi gözüküyordu, bir ara bana dün konuştuklarımızı düşündüm, sen haklısın Nazar dedi ve benim bundan sonra, önceliğim istikbalim ve üniversite için de çok çalışmak, elimden geldiği kadar çalışmak, çalışmak diyordu. Ben de aynen dedim, Ali sen ne okumak istiyorsun? Ali mühendislik okumak istediğini söyledi, ben de hukuk okumak istediği mi? söyledim iyi bir savcı, avukat olmak dedim, Ali güzel bir bölüm, bu bölümü neden istiyorsun? diye sorunca, iyi bir savcı ya da avukat olup, haksızlığa dur diyebilmek, o kadar haksızlıklar var ki! Bunu ancak yaşamış biri olarak ben bilirim dedim, Ali haklısın Nazar, senin yaşadıkların gerçekten çok zormuş, buraya geldiğimiz de bazı kişiler anlatmıştı, ben seni takdir ediyorum, çocuk yaşında neler yaşamışsın, bunu herkes göğüsleyemezdi, ben bile başaramazdım dedi!
Ben de hayatta kalmak için, başarmak zorundasın, kendin için olmasa bile bunu ailen için yapmak zorundasın dedim ve eve yaklaşmıştık, ertesi günü de hafta sonu tatiliydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Benim Ailem
RandomHerkesin bir ailesi vardır; hiç unutamadığı ve unutmak istemedikleri bu roman gerçekten alınmıştır, yaşanan tüm olay olduğu gibi hiç bir şekilde hayal ürünü değildir; saygılarımla