Dayım artık bizdeydi, bu arada okullar açılmış, yine her zaman ki gibi; sabah okula gidiyor eve gelip derslerimi yapıyor ve kalan zamanlarım da dayıma kitap okuyordum, yengem de her gün bize geliyor, akşamları ise eve gidiyordu, çünkü kedilerini bir de köpeğini beslemesi gerekiyordu.
Dayım çok kızıyordu, yengemin bu hallerine ama yengem işte ne söylenebilir ki.
Geceleri dayım sancılardan hiç uyumuyor, bütün gece kıvrım, kıvrım kıvranıyordu; hepimiz dayımın bu durumuna çok üzülüyorduk, bir kaç gün sonra dayımı doktora götürdüler, doktor birçok tetkik yaptırdı ve film çektirdi. Daha sonra akciğerden parça almamız gerekli demiş ve bir gün sonra dayımdan parça alınmıştı, dayım biz de kalıyor, yine ağrıları devam ediyordu, o gün ben okuldan geldikten sonra, annem ve teyzem biz dışarıya gidiyoruz, bir kaç saat sonra geliriz demişler ve dayımla birlikte ben evde kaldım, yine dayıma kitap okudum, dayım benim her şeyimdi, onu çok seviyordum, tabii o da beni; bebekken beni evlat olarak istemiş ama, annem ve babam vermemişti.
Annem ve teyzem geldi, ama bir hayli üzgündüler, yine de bir şey belli etmiyorlardı; çocuk olmama rağmen, ben bile anlıyordum, dayım ne oldu dedi, bizimkilere;
Teyzem eniştenle biraz tartıştık dedi, ama önemli değil dedi.
O gece dayım ağrılarından hiç uyumadı ve ertesi gün tekrar doktora götürdüler 15 gün hastanede tekrar yattı.Dayım ne doktorları ne de hastaneleri sevmez idi ancak mecburen hastane de yattı.
Bir şarkı mırıldanırdı;
Hastanenin önünde incir ağacı,
Doktorlar derdime çare bulamadı diye,
Okullar bir hafta sonra, kapandı artık 5 nci sınıfa geçmiştim. Dayım hastaneden çıkınca yazın da ablamlar da kalayım dedi, yani teyzemler de kaldı.
Beni yanın da istiyordu, ben de gündüzleri sürekli yanın da kalıyor, bana para veriyor akşamları sinemaya git, ertesi günü bana film anlat diyordu.
Ertesi günü dayım biraz hava alayım diye dışarı çıktı, ama yanına raporları da almış gizlice, başka bir doktora gidip, bu benim kardeşim durumu nedir diye sormuş, doktor da kardeşinizin çok kısa bir ömrü kalmış demiş, allahtan ümit kesilmez demiş, eve geldiğin de hem anneme, hem de teyzeme çok kızmıştı, niye benden hastalığımı gizlediniz diye.
Teyzem de o doktor nerden bilecek, senin doktorun bize böyle bir şey söylemedi, istersen yarın birlik gidelim, sıralım diyor, en azından için rahatlasın diyordu. Dayım tamam gitmeme gerek yok, size inanıyorum dedi. Aslında inanmış gibi davrandı, kendisi okul bitmiş bir kişi ve akıllıydı. Gündüzleri dayımlara birlikteydim ve artık dayım kan kusuyordu, o gün bana; Nazar ben ölürsem sakın ağlama dayım acılarımdan kurtuldu de ve benim için bol bol dua oku dedi. Sanki bana veda ediyordu, içine doğmuştu ve bir kaç saat sonra, Nazar bana anneni çağırırmısın dedi ben koşar adımlarla annemi çağırmaya gittim, teyzemden de su istemiş ama teyzem suyu getirdiğinde ruhunu teslim etmiş, yani vefat etmişti. Hiç birimize vefat ederken kendisi göstermek istemedi. O gün çok yıkıldım, hep kendimi suçladım, keşke annemi çağırmaya gitmeseydim, en azından o dakikada bile yanında olsaydım dedim ve yıllarca bu suçluluktan kurtulamadım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Benim Ailem
RandomHerkesin bir ailesi vardır; hiç unutamadığı ve unutmak istemedikleri bu roman gerçekten alınmıştır, yaşanan tüm olay olduğu gibi hiç bir şekilde hayal ürünü değildir; saygılarımla