Evet amcam vefat etmişti ve babaannem birkaç gün sonra evimize gelmişti, hepimiz çok üzgündük. Artık babaannem ve babam kısacası tüm ev halkı eskisi gibi değildi acımız çok büyüktü 21 yaşında gencecik bir fidanı toprağa vermiştik çok acı bir durumdu. Babannem niye ben değil de benim canım oğlum diyordu. Babaannem biz torunlarını çok seviyordu; torunları arasında hiç ayırım yapmaz ama en çok beni seviyordu onun bakışlarından anlıyordum ve herkes de bunun farkındaydı.
Aradan tam 3 ay geçmişti, ben babaannemin yanından bir an olsa dahi ayrılmıyordum, bir gün babaannemle birlikte kapının önüne çıkmış, birkaç arkadaşımla evcilik oynuyorduk. İlaç kutularından çay demleyip yalancıktan birbirimize ikram ediyorduk, ben suyu içerken arkadaşım Nilüfer suyu genzime doğru kaktırdı, nefes alamıyordum ve babaanneme doğru can havliyle gitmiştim; ben morarmaya başladım babannem yardım edin diye cicianneme seslenmiş ve ciciannem ilk yardımla beni kurtardı, fakat babaannem benim öldüğümü zannedip eve kızımız öldü diye söylüyor annem, ablam koşarak geliyor evin önü komşularla dolu eyvah bir cenazemizde oldu diyeceği sırada ciciannemin eşi yani cicibabam yaşıyor diye anneme korkma diyor. Bu sefer babannem beni görünce sarılarak ağlamaya başladı allahım şükürlet olsun, kızımızı bize bağışladın diye...........
Sonra komşular bana genzime suyu itekleyen arkadaşımın evine gittiler, o da çok korkmuş fakat çocukluk işte, bir daha böyle bir şey olursa seni polisler götürecek demişler.
Akşam babam işten gelirken, komşular geçmiş olsun diye benim yaşadığım olayı anlatmışlar, babam koşar adımlarla eve geldi ve kanter içindeydi bana sarılarak ağladı ve o gece annem, babam ve ben birlikte üçümüz yattık ama babam o gece hiç uyumamış, devamlı beni seyretmekten.
Bir kaç gün sonra benim doğum günümdü, babam doğum günlerini hiç kutlamaz, bunlar bizim adetlerimiz değil derdi. O gece eve gelirken bir yaş pasta almış ve beni yanına çağırdı, kolunu uzat ve gözlerini yum, ben aç diyene kadar açma dedi.
Sonra hadi gözlerini aç dedi ve açtım, kolumda pırıl pırıl parlayan altın bir bilezik vardı. Çok mutluydum; o gece pastamızı yedik ve babamla saatlerce dans ettim.
Artık kendimizi toparlamaya başlamıştık, acımızı hep birlikte göğüsleyerek.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Benim Ailem
CasualeHerkesin bir ailesi vardır; hiç unutamadığı ve unutmak istemedikleri bu roman gerçekten alınmıştır, yaşanan tüm olay olduğu gibi hiç bir şekilde hayal ürünü değildir; saygılarımla