Mahallemimiz de Durmuş ağbiler, evlerine televizyon almışlardı; o yıllar da tabii ki tek kanallı renksiz televizyon, o yıllar da daha hiç kimsenin televizyonu yoktu; bütün herkes çok sevinmişti. Aslında babam da alabilirdi ama alma gereğini duymamıştı, çünkü derslerimizi aksatacağımızı düşünüyordu, haksız da sayılmazdı.
Bugün görüyorum ki; teknoloji insanları kopuk bir hayata sürüklemiş bir durumda; gerek komşuluk ilişkileri, gerekse çocukların teknolojiye bağımlılıkları; ya da ben böyle düşünüyorum.
Akşam yemeklerimizi yedikten sonra bütün mahalleli Durmuş ağbilere yani Fatma teyzelere gider, orda televizyon da filmleri izlerdik.
Babam bize kızmaya başlamıştı, her gün her gün rahatsız edilmez der dururdu. Ama mahalleli sürekli gider ve giderken de muhakkak semaverle çay götürürler, bazıları çayın yanın da kurabiye götürürdü.
Babam baktı ki olmuyor; 2 hafta sonra Grunding marka televizyon aldı ama, kapaklı kütüpaneli olarak üzerinde anahtarlı olarak, öok sevinmiştik. Mahalle halkı, bir gün bize, ertesi gün de Durmuş ağbilere geliyorlardı.
Bir kaç hafta sonra 4 komşumuz da televizyon alınca, komşular 6 gün sırayla televizyon izlemeye geliyordu.
Babam bu televizyon aptal kutusu, insanların komşuluk ilişkileri zayıflıyor diyordu ve haksız da sayılmazdı, ama yine de ses etmiyordu ve böylece artık okulların açılmasına az bir zaman kalmıştı, ben hem üzgün, hem de çok heyecanlıydım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Benim Ailem
AléatoireHerkesin bir ailesi vardır; hiç unutamadığı ve unutmak istemedikleri bu roman gerçekten alınmıştır, yaşanan tüm olay olduğu gibi hiç bir şekilde hayal ürünü değildir; saygılarımla