Okullar açılmış ve ben Şemikler Lisesine başladım, sabahları okula ve öğlenleri de avukat bürosuna gidiyordum. Fakat hiç okula gitmek istemiyor ve ders çalışmıyordum, hiçbir derse katılım göstermiyordum. Öğretmenlerim bu değişikliği hemen farketmişlerdi.
İki gün sonra; Arif bey beni yanına çağırdı, Nazar ne oldu? sen bizim göz ağrımıssın, niye bu şekilde davranıyorsun dedi, ben de olan biteni anlattım; ben Karşıyaka Ticaret Lisesine gitmek istiyordum, fakat annemi ikna edemediğim için, şimdi burdayım dedim ve tüm duygu ve düşüncelerimi Arif beye anlattım. Bunun üzerine Arif bey; belki burası senin için hayırlıdır dedi, fakat ben hala ikna olmamıştım.
Sınavlar başlamıştı; ben bütün soruları önce yazıyor ve yazdıktan sonra hiçbirini cevaplamadan öğretmene veriyordum; aslında hepsi bildiğim sorulardı ve öğretmenlerim bu soruları bildiğimi biliyor ve benim bu halime çok üzülüyorlardı.
Bir kaç gün sonra; Arif bey ablamı çağırdı benim durumum hakkında, bir hayli konuştular, ablamda Nazar bu okula gelmek istemedi ancak annemi ikna edemedik dedi.
Annem en sonun da beni psikoloğa götürdü, psikologla uzun, uzun konuştuktan sonra psikolog anneme kızınız hangi okula gitmek istiyorsa o okula gönderin dedi; biraz olsun rahatlamıştım; birinci dönemin sonına gelmeden iki hafta önce artık okula gitneme kararı aldım ve gitmedim, tabii bir yılım boşuna gitmiş oldu.
Okullar yarı tatile girmişti hep beraber İstanbul'a gittik, babaannem de gelmişti; babaannem önce amcamlara sonra halamlara geçti, biz de dayımlarda onbeş gün kaldık.
Dayım bana çok kızmıştı; neden okulu bıraktığım için, ben durumu anlatınca bana hak verdi, daha sonra anneme, neden? böyle bir şey yaptın abla dedi, annem de okul çok karışık; her gün sağ ve sol çatışmaları oluyor, açıkçası Nazar'a bir şey olmasından korktuğum için, o okula göndermek istemedim, eşimin vefatından sonra Nazar'ı da kaybetmeye dayanamam diyor ve hıçkırıklar içinde ağlıyordu; dayım anneme sarıldı ve ablam hiç bir şey olmaz, sen Nazar'ı o okula gönder dedi; annem pek istekli olmasa da, evet göndereceğim; işallah korkutuğuma uğramam emişti, sanki üzerimden büyük bir yük kalkmıştı ve biraz olsun ferahlamıştım.
Orhan dayım; Nazar hukuk fakültesini bitirdiğin gün, büronun anahtarı senin olacak dedi ve ben çok sevinmiştim, dayıma öyle bir sarıldım ki; nerdeyse birlikte yere düşecektik, dur çılgın Nazar'ım şimdi yere kapanaklanacağız ve bize gülecekler diyordu.
Bir kaç gün sonra; hep birlikte, İzmir'e dönmek için garaja geldik, babaannemi de garaja halam getirdi, otobüse bindikten sonra; babaannem ile ben birlikte oturmuştuk, babannemin bir hayli canı sıkıntılıydı, ne oldu? canım babannem dedim ve babannem halan ve amcan benim İstanbul'da kalmamı istiyorlar, neden dedim? O da bana maddi olarak yardım edeceklermiş ama sizinle birlikte olduğum için, yatdım yapamıyorlarmış dedi ve ağlıyordu, bir hayli üzülmüştü, ben de babaannem ben neciyim babaanne, babam bana sizleti emanet etti dedim.
Babaannem; ah bahtsız Nazarım küçücük omuzların üzerinde o kadar yük var ki; diye bana sarılıp ağlıyordu ve babaannem istemese de; bizden ayrılmak zorunda bırakılmıştı ve birlikte uyuya kaldık, saat 09.00 da İzmir'e varmıştık.
Eve geldiğimiz de bahçe de kahvaltı masası hazırlanmış bir durumdaydı; teyzem, Nalan ablam ve eniştem bizdeydi, hep birlikte kahvaltı yaptık ve Nalan ablam temelli olarak İzmir'e gelmişti, çok sevinmiştim, hep birlikte olacağımız için.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Benim Ailem
RandomHerkesin bir ailesi vardır; hiç unutamadığı ve unutmak istemedikleri bu roman gerçekten alınmıştır, yaşanan tüm olay olduğu gibi hiç bir şekilde hayal ürünü değildir; saygılarımla