Ertesi günü kahvaltıdan sonra; dayım, amcam, halam, babannem ve annem avukata gittiler; biz de ablam ve ben evde kaldık, ablam ile birlikte evi temizledik ve akşam için yemek yaptık, bir kaç saat sonra; annemler eve geldi.
İshak bey; çok iyi karşılamış, davayı kazanırız diyormuş ve iki hafta bekleyelim eğer Ekiz Sabun Tozu Fabrikası Muhittin EKİZ tazminat ödemesse, davayı açarız demiş.
Dayım da ertesi gün, maaş işlemleri için Ankara'ya gideyim; elden takip edersek, daha çabuk olur diyordu.
O sırada kimseye bir şey; söylemedim ama, içimden bir ses bunlar çok zengin ve avukatı da satın alırlar diye düşündüm ve bir taraftan da işallah yanılırım diyordu.
Akşam olmuş akşam yemeği yedikten sonra; yine mahalleli biz de toplanıp dualar okunmuştu. O sırada ciciannemin eşi cicibabam elinde gazeteyle geldi; gazete de babamın resmi vardı ve kaza olayını anlatıyordu ama bu kaza işçinin ihmali neticesinde olmuştur diyordu, kısacası Muhittin EKİZ bey yapacağını yapmış ve tazminat ödemeye niyetli değildi.
Kendi kendime allah kahretsin; işallah bir gün sen de aynı şekilde babam gibi can verirsin dedim. Hayatım da ilk defa birisine beddua ediyordum, demekk ki insanın canı yanınca bu sözleri ister istemez söyleyebiliyormuş.
Ertesi günü dayım ve ailesi İstanbul'a ve dayım İstanbul'dan Ankara'ya gidecekti. Aradan iki gün sonra; halam ve amcam da İstanbul'a evlerine gittiler.
Biz artık babamsız, bir zamanlar neşe dolu yuvamız da baş başa kalmıştık.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Benim Ailem
De TodoHerkesin bir ailesi vardır; hiç unutamadığı ve unutmak istemedikleri bu roman gerçekten alınmıştır, yaşanan tüm olay olduğu gibi hiç bir şekilde hayal ürünü değildir; saygılarımla