64.bölüm:son adres

4.8K 266 7
                                    

Elim ayağa titriyordu resmen. Karım orada kapana kısılmış ben oraya yetişmeyi bekliyordum.
" Lan oğlum ben koşsam daha çabuk giderim hızlansana!"

"Oğlum sakin olsana! Beni de strese sokuyorsan araba sürüyorum burada!"

Polat biraz daha gaza basarken ben ise telefonda olanları dinlemekten başka bir şey yapamıyordum. " Çilem! Ne oldu!"

Kırılan cam sesleri beni daha çok korkutuyordu. Ardından Çilem'in çığlıkları beni çileden çıkartmaya başladı. Gerçekten bunu yaşadığıma inanamıyordum. Kafayı yemek üzereydim.

Bir süre sonra birden telefondan tanıdık bir ses gelmeye başlamıştı. O an olduğum yerde dehşetle kalakaldım. Bu o aşağılık Kara'nın sesiydi. Nerde olsa tanırım bu pisliğin sesini.

" Çilem!.." diye başladığımda cümlelerimi bitiremeden o kılkuyruğun sesi gelmeye başladı. O an da başımdan aşağı kaynar sular döküldü resmen. O bu telefonu nasıl alabildi?

" Kara! Sen misin lan! Kara seni buna pişman etmezsem! Karımı bırak Kara!"

"Havada bulut, sen karını unut Savaş ağa! Onu sana cesediyle yollarım artık merak etme. Şimdilik hoşça kal."

Öfkeyle göz bebeklerim küçüldü. "Seni gebertirim lan! Seni yaşatmayacağım Kara! Seni yaşatmayacağım!"
Telefonu suratıma kapanırken öfkem daha çok katlanmıştı. "Polat hızlan. Hızlan polat!" Telefonu hızla atarak öfkeyle bağırmaya başladım. Aklımı kaybetmek üzereydim. Bir anda böyle bir şey nasıl olabildi. Bu nasıl mümkün olabildi. Delirmek üzereydim artık.

" Kara!.. Kara! Seni yaşatmayacağım Kara!"

Bir süre sonra Polat, ortada camları paçalanmış halde duran arabayla birden frene bastığında dehşetle baktım bir an. Sonra hızla aşağı indim. Ayaklarım titriyordu resmen. Her bir adımım cehennem azabı gibiydi bana.

" Çilem..." Diyebildim sadece. Ama o gitmişti. O kaybolmuştu bir anda. Geriye parçalanmış arabasından başka hiç bir şey kalmamıştı.

" Savaş, sakin ol tamam mı? Bulacağız."
Öfkeden titreyen göz bebeklerimle arabaya doğru yürüyerek bir hışımla vurdum. Avazım çıktığı kadar bağırdım ama ne fayda. Çilem gitmişti. Çilem'i almışlardı. "Ama az önce aramıştım beni ve telefonu burada. Yani çok uzakta değildi." Birden fark ettiğim şeyle Polat'tan anahtarı alarak arabaya geçip motoru calıstirmaya koyuldum. Fakat Polat ve Emin de beni durdurmak için elinden geleni yapıyordu.

" Oğlum ne yapıyorsun, kafayı mı yedin! Dur sakin kafayla düşünelim."

" Bunun için zamanım yok!" Hızla gaza basarak sürmeye başladım. Onları yolda yakalayabilirdim belki de.
Bir şansım daha olabilirdi.

" Buna izin vermeyeceğim Peri kızı." Vites değiştirerek devam ettim. "Eğer kılına zarar gelirse değil bir kez, bin kez öldürürüm seni Kara!" Kendi kendime konuşurken öfkem daha çok artıyordu. O adamı elime geçirirsem bu sefer elimden kurtulamayacak. O kesin.
Hız sınırını aşarak hızlanmaya devam ederken, ufukta bir araba fark ettim. O an ümidim artmıştı. Bu oydu. Bundan eminim. Bu yüzden daha da hızlandım. Hızlandırsam da biraz sakin kalmaya çalıştım. Yoksa artık kontrol edemezdim kendimi.

"Geliyorum Peri kızı. Buna izin vermeyeceğim. Kılına bile dokunamazlar." Biraz daha ilerlediğimde arabaları artmıştı. Dört beş araba vardı.

Korkak adamlarıyla geldi tabii.

Beni fark eden bir araba yavaşlayarak önüme geldiğinde bir şeylerin ters gittiğini anlamaya başlamıştım. Sonra pencereden sarkan adam elinde silahla bana nişan almaya başladı. Kısıkça küfrederken hemen torpidoları karıştırmaya başladım. Polat eli boş gelmiş olamaz öyle değil mi?

Çilem (Kitap Olacak)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin