27.bölüm: akrep

71.9K 2.9K 292
                                    

🦋🦋🦋

Etrafı aydınlık ve açık olan bir yerdeydim. Biraz dolaşıp hava almaya çalışıyordum fakat bir anda karşımda duran bir akrep ile olduğum yerde donup kalmıştım. Kalbim korkudan deli gibi atarken ne yapacağımı bilmiyordum. Ben daha çok kaygılanırken, akrepler ise artmaya başlamıştı. Bu artmayla daha da korkmaya başlamıştım çünkü akrepler bir o kadar büyük ve tehlikeli gorünüyorlardı. Bir kaplumbağa büyüklüğünde olmaları normal mi? Diye düşünerek kaçmaya çalışırken bir anda ,bir adım bile atamadan olduğum yerde kilitlenmiştim. Hareket edemiyordum. Sanki...sanki bir kuvvet beni yere çivilemişti.

Ben çaresizce çırpınışlarıma devam ederken, akreplerin bir kaçı birden kendiliğinden öldü, daha sonra diğer akrepler yaklaşmaya başladı. Ben hâla deli gibi çırpınırken, diğer akrepler de ölmeye başlamıştı. Neler olduğunu anlamayamazken, son kalan bir akrep ise daha çok yaklaşmıştı. Tam o anda karnımın şiş olması, beni dâha çok dehşete uğratmıştı. Şiş karnımın ağırlığını daha fazla taşıyamadığım için diz çökmek zorunda kalırken, çaresizlikten delirmek üzereydim resmen.

Bu sefer dizlerimden tutuluyordum ve daha fazla umutsuzluğa düşüyordum.
Gerçekten hamileydim ve ben bebeğimi korumaya çalışmak için karnına hiç olmadığı kadar sıkı sarılan bir anneydim. O sıra da akrep daha çok yaklaşmıştı. Akrep diğerlerinden daha çok karaydı. O simsiyah rengi, insanı yalayıp yutan cinsinden bir ürperticiliğe sahip bir görüntüydü. O derece korkunçtu işte! Akrep üstüme tırmanarak karnımın ortasına bir anda iğnesini soktuğunda, zehirin kanıma karıştığını hissedebiliyordum. Bebeğimin de zehirlendiğini hissediyordum maalesef. "Bir şeyler yapmalıyım, bebeğimin ölmesine izin veremem." Diyerek kendi kendime konuşurken, nasıl yaptığımı bilmeyerek zehiri kanımdan bir şekilde temizlemiştim. Akrep hala başımdaydı ve beni tekrar sokmak için yine yaklaşarak tırmanmaya çalıştı. Ama birinin ayağıyla ezdiğini fark ettim. Akrepi kimin ezdiğine bakmak için kafamı yukarı kaldırırken, bunun Savaş olması ile ilk önce şaşırdım. Sonra rahat bir nefes alarak, hemen ayağa kalkıp ona sıkıca sarıldım. Nefes nefese kalırken Savaş'ın beni sardığın hissettim. Bu içimdeki korkuyu biraz olsun dindirirken, Savaş'ın sesi ile biraz uzaklaştım.

" Korkma güzelim, bebeğimiz güvende. Ona hiç bir şey olmayacak."

" Söz mü?" Dedim endişeyle. O ise huzurla gülümseyerek cevap verdi. "Söz güzelim. Söz..."

Yine ona sıkıca sarılırken birden gözlerimi açmam ile kendimi yatakta bulmam bir oldu. İlk başta ne olduğunu anlayamazken, sonradan bir rüya olduğunu anladım. Fakat bunun rüya olduğuna mı şaşırayım, yoksa gördüğüm şeylere mi bilememiştim. 'Ben az önce ne gördüm böyle?' diye kendi kendime sorgulamaya başlamıştım artık.

Ayılarak gözlerimi ovalarken, rüyanın etkisi hâla üzerimdeydi. Etrafa göz gezdirdiğimde, oda da tek başıma olduğunu sonradan fark etmiştim. Derken kapının açılmasıyla yalnızlığım son bulmuştu tabii.

Savaş'ın bakışlarımdan etkilenir gibi bana bakmaya başlaması ile neler olduğunu anlamaya çalışmıştı. Rüyanın etkisi ile yine ona umutla bakarken Savaş ise daha fazla dayanamadan bu sessizliği bozmuştu.

" Ne oldu? Niye öyle bakıyorsun?"

" Şey, yok bir şey. Yeni ayıldım da, o yüzden böyleyim."

" Hım, emin misin?" Diye sorduğunda, gözlerimi yorgunca kapatıp baş sallayarak iyi olduğumu söyledim.

Bir süre şüpheyle baktıktan sonra daha fazla üstelemeden masadaki telefonunu alarak dışarı çıktı. Ben de derin bir soluk alıp, ağrıyan başımı tutarak söylenmeye başladım.

Çilem (Kitap Olacak)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin