83.bölüm: O daha bir bebekti

1.7K 134 21
                                    

Bir süre yürüyememişti. Olduğu yerde kilitlenmişti adeta. Kara kutuda ne olduğunu görmeye hazır değildi Çilem. Ama ayakları istemsizce ilerlemeye başladı. Durmak istiyordu ama duramıyordu. Artık geri de gidemezdi. Ayakları onu kapının eşiğine götürüyordu. Kalbi sıkışmaya başladı. Feryatlar artmıştı. Reyyan ana dizlerini ve başını vuruyordu. Bu tepkisi onu daha da korkutmuştu. Mavi de yere çöküp acılar içinde feryat edip kutunun içine dokunmak istedi ama dokunamadı. Eli gitmedi. Bedeni, elleri zangır zangır titriyordu. Sonra Çilem'in yanına geldiğini fark etti. O an ona acıyla baktı. Sanki kızını kaybetti. Sanki o artık bir ölüydü. Çilem ise artık bayılacak gibi hissediyordu. Bir adım daha atsa kutunun içini görecekti. Ama görmeyi yüreği kaldırabilecek miydi onu bilmiyordu.

Son bir adım atar atmaz yer ayaklarının altından kaymış gibi sendeleyip kutunun yanına düştü. Çilem artık o andan sonra nefes alamıyordu. Bebeği kanlar içinde hareketsizce duruyordu. "Hayır hayır hayır hayır hayır hayır!.." hızlı ve defalarca sayıklarken çaresizce elini kutunun içine aldı. "Alya! Alya!" Diye bağırdı çaresizce. Kızı kollarında ama hareketsizdi. "Alya!..Alya!.." diye defalarca adını sayıklarken feryatlar içinde bağırmaya devam etmişti. Konağın tüm duvarları inlemişti. Bir annenin feryadı en acı sesti. Hem de en acısı.

Acıyla kızına sıkıca sarılıp feryatlar içinde ağlamaya devam etti. O ağladıkça yer yarıldı. Dağlar ve taşlar da onunla beraber feryat etti sanki.

Bir annenin acı feryatları tüm konaktakilerin kalbini paramparça etmiş hale gelmişti. Sonra Menekşe hanım eli ağzında onlar gibi acılar içinde ağlarken falcının sözü aklına geldi. Bir annen feryadını duyuyorum. Bu ses kulaklarında defalarca yankılandı. Menekşe hanım o zaman anladı acı sonun geldiğini.

"Alya, uyan. Uyan benim güzel kızım. Ne olur uyan, ne olur uyan, ne olur uyan, ne olur uyan!" Deli gibi acıklı bir şekilde sayıklarken tekrar koynuna alarak feryatlar içinde ağlamaya devam etti. "Hayır hayır hayır!" Diye sayıkladı yine acı içinde iç çekerken.

Hayat durmuştu, bir evlat ölmüştü ve ardından sadece bedeni kalmış bir anne kalmıştı.

Titreyen sesi daha da acıklı çıkmıştı. Çığlık attıkça, feryat ettikçe konak yıkılacak gibi yankılanıyordu. Sonra Çilem kızına bakarak saçından uzunca öpüp küçük kollarını sarmaladı. O küçük bedene kıydılar. Bir bebek olduğunu düşünmeden. Daha süt kokan, kırkı yeni çıkmış bir bebeği öldürdüler. Hem de belki de vicdanları hiç sızlamayarak yapmışlardı.

Mavi kızının karşısında diz çökerek kollarını uzatmaya çalıştı ama yine uzatamadı. Dokunamadı. Dokunmaya yüreği kaldıracak gibi değildi. Sonra kızına baktı. Acılar içinde ağlayan kızı öfkeyle bağırıyordu artık. Kolların hareketsizce yatan cennet kokulu kızını iyice sarmalayarak sallanmaya başladı bu sefer.

Aradan geçen bir kaç dakikanın ardından sallanmayı kesti ve "Alya." Dedi yine. Sonra gözlerini acıyla yumarak öfke ve acıyla karışık bir halde tekrar bağırdı. Sonra göz yaşları içinde bebeğine sarıldı. "O daha bebek! O daha bir bebek! Allah'ım!.. O daha bir bebek!"

Mavi çaresizce kızını sarmalarken Çilem çaresizce "Kızımı bana geri ver! Ne olur!" Diye yalvarmaya başladı gökyüzüne bakarken.

En sonunda derman kalmayan dizlerine rağmen ayağa kalkarak dışarı çıktı ve tir tir titreyen bedenine inat sokakta yürümeye başladı ve o acı sesiyle bağırmaya başladı. "O daha bir bebek! O daha bir bebek!" Acıklı titreyen sesi yürekleri dağlıyordu. Sokaktaki herkes onu izliyordu. Herkes Çilem Efeoğlunu izliyordu.

Çığlıkları tüm sokağı inletiyordu. Herkes endişeyle ona döndü. Neler olduğunu ilk başta anlamamışlardı. Fakat sonra bunun korkunç bir manzara olduğunu fark ettiler. Çilem titreyen bacaklarına inat yürümeye devam etti ve acıyla bağırmaya başladı. "O daha bir bebekti! O daha bir bebekti! O daha bir bebekti! O daha bir bebekti!"

Çilem (Kitap Olacak)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin