Bir rüya gördüm. Rüyamda ormanın tam ortasındaydım. Burda ne aradığımı bilmiyordum ama bir şekilde buraya gelmiştim.
O şaşkınlıkla etrafıma bakarken Savaş'ın karşıma çıkması ile birden afalladım. "Savaş? Sen de mi burdaydın?" Dedim. Hiç bir cevap vermedi. Beni tanımıyordu sanki. Elimi uzatarak omzuna dokunmaya çalıştım ama kendini çekerek dehşetle baktı. "Kimsin sen? Adımı nerden biliyorsun?" Ne diyeceğimi bilememiştim, bakakalmıştım sadece.
" Sanırım kayboldun ufaklık. Ben aradığın Savaş değilim."
İyi de, ben kaybolmamıştım ki... o birden bire karşıma çıkmıştı. Kafamda bu düşüncelerle Savaş'a bakarken birden bir ışık gözümü kamaştırdı. Elimle gözlerime siper ederken birden uyandım. Gözlerimi açtığımda ilk başta ne olduğunu anlamadım fakat sonra bir rüya gördüğümü nihayet fark ettim.
Gözlerimi kapatıp birden bire tekrar açarken yerimde doğruldum. "Ben buraya ne ara geldim?" En son balkonda uyuduğuma emindim. Bu inatla olsa olsa koltukta uzanırdım ama yatağa hayatta geçmezdim. Ki ikisini de hatırlamıyordum.
Hafifçe gülümsedim. Ne kadar kızgın olursam olayım balkonda uyumama razı olmamış. Kabul biraz yumuşadım ama onun yaptıklarını haklı çıkarmam söz konusu bile değil. Hatasını anlamak zorunda. Bana bunu yaşatmamalıydı.
Biraz ofladıktan sonra yataktan çıkıp üstümü değiştirerek aşağı indim ve o sırada herkes kahvaltı için oturmuştu bile. Ben de aralarına girerek kahvaltımı yapmaya başladım.
Bir şey eksikti ama ne? Hah hatırladım! Esma hanımdan azar yememişim, bu yüzden tuhaf bir gündü.
Hayret, geç indiğim için kızmasını bekliyordum. Fakat gayet sakin bir şekilde kahvaltısını yapıyordu.
Ben ona şaşkın bakışlarıyla izlerken Osman babanın sözü ile başımı çevirdim.
"Çilem, kızım biliyorsun ki bu hafta düğün var ve bu yüzden bizim hazırlıkları senin yapman gerekiyor. Bu yüzden şimdiden başla."
" Peki babacığım. Merak etmeyin."
Emine hanım bundan rahatsız olmuştu tabii.
" Bey yeni gelin o, ne zamandandır kaynanasının işini yapmaya başlar oldu. Benim hazırlamam gerekir bu hazırlıkları."
" Emine, bilirsin ki ağalar arasında Savaş lider olarak seçildi. Bu yüzden onun hanımına iş düşer."
" Ama liderliği hâla kabul etmiş değilim baba."
" Sana yeterince vakit verdim Savaş, artık bir ağa olarak üstüne düşeni yap. Herkes senin lider olmana karar verdi. Konu da böylelikle kapandı."
Bir ara duymuştum. Efeoğlu aşiretinden bir ağa seçilmek istenmiş. Bunun için uzun bir tartışma yaşanmış ama en sonunda Savaş'a karar vermişlerdi. Savaş'ın mert ve dürüst bir insan olarak gördükleri için onun olmasını doğru görmüşlerdi tabii.
Benim için pek bir şey değişmiyordu. Sadece bir kaç sorumluluğum oluştu o kadar.
Kahvaltı nihayet bittikten bir süre sonra hazırlanarak kapalı çarşıya gittik. Orada geleneksel el işi göz nuru işlemelere bakıp hediyeleri seçerek gerekenleri almaya başlamıştık bile.
Ben, Beren, Esra, Savaş, Polat abi ve eşi hepimiz çarşıya çıkmıştık. Hem biraz hava alır hem de bir değişiklik olur diye düşündük.
Çarşıya girerken herkes bana ve Savaşa hürmetler edip duruyordu. Savaş'ı liderliği için tebrik ederlerken bana da hanım ağa diye hitap ederek en az Savaş kadar saygı göstermeye çalıştılar. Konaktakilerin hanım ağa demeleri alışkın olduğum bir şeydi ama bir esnaftan duymak çok başkaydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çilem (Kitap Olacak)
RomanceSavaş ağa adlı hikayem ÇİLEM olarak değiştirilmiştir haberiniz olsun. Bir de yeni okuyanlar için kitap olma ihtimali vardır. Şimdiden söylemek istiyorum. Berdel'e kurban gitmiştim. Hiç tanımadığım, bilmediğim bir adamla evlendiriliyordum... "1 yıl...