47.bölüm: Sensiz olmaz

29.1K 1.4K 280
                                    

06.03.2024

Sevgili, tatlı tatlı okurlarım, yeni sezonla açılışını yaptım gitti.😊😁

Umarım hepimiz için güzel bir hikaye olarak kalır.

Sağlıcakla ve mutlu kalın.🙋‍♀️🤗

Bu arada oylarınız ve yorumlarınızla desteğinizi unutmayın arkadaşlar.

Yeni bir bölümle görüşmek üzere.🤗


Bu arada bunu az önce fark ettim. Eski yorumlar hâla bulunuyor. Silmeye zaman bulamadım. Bugünden itibaren yazılan tarihteki yorumlara bakabilirsiniz.



İlyas bey dehşetle manzaraya şahit olurken, Alev ise korkudan bir anda geri çekildi. Etrafında kaçacak delik arasada bulamamıştı. Buradan kaçış olmadığını anlamıştı çünkü.

" Kızı tutun!" Diyerek hemen Çilem'in başında durarak nabzını ölçmeye başladı. Sonra da hemen kucağına alıp arabaya doğru hızla yürümeye başladı. Durumu şimdilik iyiydi. Nabzı yavaşlasa da hâlâ atıyordu. Çok geç değildi. Fakat daha fazla beklerse aynı şeyi söyleyemeyecekti belki.

Hemen arabaya binip hastaneye yetiştirmeye çalışırken, Savaş'ı arayarak durumu açıklamaya çalışacaktı. Zor bir şeydi, fakat bunu yapmalıydı.

Telefonu eline alarak Savaş'ın numarasına girer girmez hemen kulağına yasladı. O sırada son kez Çilem'in nabzına bakarak kontrol etmeye çalıştı. Nabzının hâlâ aynı olduğunu görünce rahat bir nefes alarak aramayı bekledi. Derken karşıdan Savaş'ın sesi geldi hemen.

"Alo, Efendim İlyas abi."

Savaş yaslandığı yerden boynunu ovarak herşeyden habersiz konuşmasını bekledi.

" Savaş yetiş! Karın..."

Savaş bu sözü duyunca, birden ayaklanarak korkuyla ne olduğunu anlamaya çalıştı. Fakat sessizlik hakimdi. Bu yüzden öfkeyle, " Ne oldu karıma!" Diye bağırarak durumu anlamaya çalıştı. Bağırışıyla anca cevap verebilmişti.

" Hemen sana göndereceğim adresteki hastaneye gel. "

Diyerek telefonu suratına kapattı. Sonradan da acıyan gözlerle kıza baktı.

" Nedir be kızım senin bunlardan çektiğin."

İlyas bey acıyla hayıflanırken, o sıra Savaş da arabanın anahtarını kaptığı gibi dışarı çıktı. Beyninden vurulmuşa dönmüş halde arabaya yetişirken bir an başının dönmesiyle duraksadı. Olayı hala sindirememişti. Elleri tir tir titriyor, kalbi deli gibi atıyordu. Korkudan kafayı yiyecek gibiydi. Hemen arabaya binerek sırtını koltuğa yasladı.

Kendine gelmeye çalışırken, birden bir mesaj geldi.

Hemen telefonu açıp bakarak hızla anahtarı çevirdi. " Bana bunu yapma! Sakın Çilem! Sakın!"

Nefesi kesilmişti sanki. İlyas Bey ne alaka diye sorgulamaya da başlamıştı bir yandan. Bütün bunlar çok mantıksız geliyordu ona. Birden bire ne olmuştu.

Yarım saatin ardından hastaneye geldiğinde, İlyas Beyi arayarak nerede olduğunu anlamaya çalıştı.

" Alo! İlyas Abi neredesin?"

" Hastanedeyim, az önce kan alındı. Bekliyoruz."

" Geliyorum!" Diyerek öfkeyle içeri girdi. Ardından hemen sekretere yönelerek Çilem Efeoğlu adlı bir hastanın gelip gelmediğini sordu aceleyle. Sekreter, geldiğini ve acile alındığını söyledi.

Çilem (Kitap Olacak)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin