72.bölüm: Yıldızların altında

16.8K 819 49
                                    

"Bir de ne! Daha ne yaptı bu adam!" Diye hiddetlenen Ekrem yaman'a sinirle bakarak cevap verdim."Beni kandırarak o gün dışarı çıkartan da Sefer Yamandı. Babamın beni çağırdığını söyleyerek zorla çıkardı. Binanın hemen dönüşünde seni bekliyor diyerek beni ateşe atmıştı. Küçük gelin olmam için onların eline vermişti beni."

Sefer Yaman bunu hatırlamamın dehşetiyle bakarken, bu sefer kaybettiğini anlamış gibi gözüküyordu.

Ekrem Yaman dehşetle babasına bakarken Sefer Yaman ise hemen açıklama yapmaya çalıştı. " Hazar'ın peşinden gideceğini tahmin edemedim oğlum. Sadece barışı sağlamak istedim."

Ekrem Yaman artık hiçbir şey duymuyordu adeta. Yakasına yapışarak babasını boğmaya çalıştı. O an Reha ağabey ve Ahmet, Ekrem Yaman'ı hemen ondan ayırmaya çalıştı. Ben ise duygusuz bir ifadeyle onlara bakıyordum sadece. Her şey bitmişti. Beni yakıp yıkan bu ailenin yıkılışını izliyordum.

"Ekrem dur oğlum. Ben..." nefes nefese boğazını ovarken Reha ağabeyler de Ekrem Yaman'ı tutuyordu. "Ben...ben sadece kan davası bitsin istedim."

"Senin yüzünden yıllarca bu kızı suçladım. Onca korumaya rağmen, onca insana rağmen yine de dışarı çıkmasını art niyet olarak gördüm. Babasını umursamadığını düşundürttün bana hep! Sen aklıma öyle zehirledin ki, bu kızcağıza hak ettiği sevgiyi hiçbir zaman veremedim. Sen...sen torunuma sahip çıkmama izin vermedin!"

Ben gözlerimden usulca süzülen yaşlarımı umursamadan onlara dik dik bakmaya devam ettim. Her bir görüntü hafızama kazınacaktı. Bana yaşattıklarını bedelini bütünüyle izleyecektim.

Ekrem ve Selim amca yavaş yavaş onun üstüne giderken Ekrem Yaman birden belinden silah çıkartarak ona doğrulttu. Herkes o korkuyla iç çekerken Savaş hemen benim önüme gelerek barikat yaptı. O sırada hiçbir şey yapmadım. Sadece belli bir bölümde bu ikiliyi izledim. O sırada
Polisler de geldi. Baba oğula silah doğrultarak eller havaya diye bağırdı. Savaş beni yavaşça oradan çıkartırken camın ardından ne olacağını izledik. Sonra bir silah patladı. O silahın patlamasıyla Savaş beni sıkıca sararken gözlerimi sımsıkı kapattım. Her şey olacağına varıyor diyorlar ya, işte tam o noktadaydık. Herkes hak ettiği bedeli er ya da geç alıyordu.

Silah patlama sesinden sonra Sefer ağa ve Ekrem Yaman'ı dışarı çıkartarak karakola göturdüler. Bir an için gerçekten vurdu zannetmiştik.
İfade almak için bizi de karakola götürmek istediler. Fakat benim gelmemi istemediler. Hamile olduğumdan bugünlük daha fazla yorulmamamı istediler. Polis de Savaş'ın ricasını kabul edip beni almadı. Ama Savaş'ın bugün gelmesi gerektiğini söyleyerek gitti. Beren ve Aslı karakola giderken, Savaş beni de eve bırakarak karakola gitti. O sırada Reyyan ana ve diğerleri durumu bildiğinden çok soru sormadılar. Ben de odama çekilerek biraz uzandım. Fakat dolan gözlerime hakim olamadım. Yüzümü kapatarak bir süre öylece kaldım.

Eskiler aklıma gelmeye başladı. Bana yaşattıkları şeyler gözümün önüne geldi. Bana çektirdikleri her şey kalbime bir ok gibi saplanmıştı. Geride kabuk bile bağlanamayan bir yara bıraktılar bana. Bu yüzden onlara karşı hiçbir sevgi kırıntısı besleyemiyordum.
Artık bitmişti. Derin bir hüzün ve kalp kırıklığı bırakmışlardı sadece. Ama en acısı da bunu bir kağıt parçası için yapmasıydı. O adam hem kendi oğluna düşman etmişti kendini, hem torunun katiliydi. Onun kanını taşımaktan bile utanıyorum.

Bir süre sonra artık daha fazla düşünmemeye çalıştım. Derin bir iç çekerek hüzünle karnıma sarıldım. "Benim güzel prensesim, şimdiden bir teyzen daha oluyor. Annenin ikiz kardeşinin olması nasıl bir duygu öğrenmiş olacaksın." Dedim acıyla gülümseyerek.

Hediye her ne kadar benim halam kategorisine girse de, benim gözümde kardeşimdi. Hep de öyle olacaktı.

Mutlu gelecegin hayalini kurmak çok geçmeden derin bir uykuya dalmıştım. Uykuya daldığımı anlımda hissettiğim bir sıcaklıkla anlamıştım. İlk başta ne olduğunu şaşırsam da Savaş olduğu anladım. Savaş yanı başımda uzanmış saçlarımı seviyordu. Bir gözüm açık ona döndüğümde huzurla gülümseyerek beni kendine yaklaştırdı. "Beni beklerken uyudun galiba." Bir gözümü ovarak "Galiba." Dedim uyku sersemiyle. "Ee durumlar nedir?" Dedim bıkkınca devam ederek.
"Hapse girdi mi Sefer denen o adam." Biraz sinirle söylemiştim.

Çilem (Kitap Olacak)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin