Tekrar bir soluk alarak cevap verdim.
" Kanımda, hamilelerin düşük yapmasını sağlayan ilaç kalıntıları çıkmış."Savaş dehşetle bana bakarken, "Ne!" Diyebilmişti sadece.
Hiddetle doğrularak bana baktı. Bunu şimdi söylemenin öfkesi de vardı tabii.
" Sen ne dediğinin farkında mısın! Ne demek ilaç?"
Bana daha çok yaklaşarak dişlerini sıkarken, konuşmasına devam etti. "Baştan anlat şunu! Ne demek ilaç vardı?"
Elini tutarak derin bir soluk alıp sakinleşmeye çalıştım. Savaş'ın öfkesi biraz korkutmuştu çünkü.
Önce bir papatya çayı mı yapsaydım acaba? Belki daha kolay olurdu.
"Sakin kalırsan anlatırım. Böyle hiç bir şey anlatamam."
Birden ayaklanarak etrafında turlamaya başladı. Sonra kenardaki tahta sandalyeye tekme atarak yine yanımda bitti.
" İyi de sen hamile bile değil!.."
Birden dili tutulmuş gibi bakmaya başladı bu sefer. Düşündüğü şeyi maalesef anlamıştım. Bu yüzden hemen elini tutarak aklındaki soruları cevaplamaya çalıştım.
" Yok yok! Korkma, hamile falan değildim. Sandığın gibi bir şey değil."
Bir an rahat bir nefes almış gibi olsa da, kafasına bir şeyler dank eder gibi yine tekrar sinirlenmeye başladı.
" Çilem, olayı baştan anlat! Taksit taksit söyleme şunu!"
" Önce sakinleş, söz anlatıcam. Bak önce bir sakin ol. Lütfen."
" Çilem! Sakın bana sakin ol deme. Bana küfür atmandan farksız bu! Şimdi anlat şunu!"
"Stres altındayken de ben anlatamıyorum sana. D...dilim tutuluyor."
Birden gözlerini yumarak derin bir soluk almaya çalıştı. Başını biraz ovarak eğilirken, bir süre sonra tekrar bana dönerek elimden tutup kısık bir nefes verdi. Sonra da konuşmaya çalıştı. "Güzelim. Olayı anlatmaya başlasan iyi olur. Çünkü ne kadar sakin kalabilirim bilmiyorum. Lütfen."
Biraz düşünceli halde ona baktıktan sonra, ben de derin bir nefes alarak sakinleştiğinden emin olmaya çalıştım. Sakinleştiğinden emin olduktan bir süre sonra da konuşmaya devam ettim. " Doktor bana, bunu doğrudan almamışsan eğer, bir yemek veya içecekle alabileceğimi söyledi. Sanırım hamile olduğumu zannettikleri zamanlarda, gizliden birileri vermiş. Doktorun dediğine göre, eğer hamile olsaydım..."
" Evet, hamile olsaydın?" Gerginliği bir kat daha artarken, okun yaydan çoktan çıktığını anlamıştım. Hüzünle başımı eğdim.
"Bir daha hiç bebeğim olmayabilirdi... ve bu ilacın fazla tüketilmesi de..."
Yutkunarak yine devam etmeye çalıştım. "Hayati bir tehlike arz ediyormuş."
Savaş öfke kusan bakışlarıyla konağa bakarken, gözü dönmüş haldeydi. Birden ayaklanarak ellerini sıktı. Öfkeli bakışları daha da sertleşmişti.
Bu halinden korkmaya başladığım için, hemen elini sıkarak sakinleştirmeye çalıştım. "Savaş, şimdi öfkelenmenin sırası değil. Sakinleş biraz, adam akıllı konuşalım biz. Hı? Ne dersin? Hadi canım, biraz sakin..."
Cümlemi bitirmeme fırsat kalmadan, konağı uçar gibi yürümeye başlamıştı bile. Artık onu istesem de durduramazdım.
" Lan!" Diye bağırarak tüm konağı inim inim inletirken, şu çok zeki aklıma bir tükürmeden edemedim. Şimdi anlatmak zorunda mıydın Çilem!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çilem (Kitap Olacak)
RomanceSavaş ağa adlı hikayem ÇİLEM olarak değiştirilmiştir haberiniz olsun. Bir de yeni okuyanlar için kitap olma ihtimali vardır. Şimdiden söylemek istiyorum. Berdel'e kurban gitmiştim. Hiç tanımadığım, bilmediğim bir adamla evlendiriliyordum... "1 yıl...