80.bölüm: Aralanan sır perdesi

2.2K 156 37
                                    

Evet canlar yeni editlerim için instagram hesabımı takip edebilirsiniz. Son gelişmeleri oradan da öğrenebilirsiniz ve yeni editim şuan yayındadır.💞🌸

Spoiler içeren videolar var dikkatinize...

Beren'in söylediklerini bir süre hazmetmeye çalıştım. O sıra benden önce Aslı öfkesini belli etmişti. "Alçak! Bunu sana hangi cürretle yapabildi. Ne zannediyor kendini! Yetim bir kız olduğumuz için istediğini yapabileceğini mi!" Bir an gözleri dolarken şaşkınlıkla bakakaldım. Beren ise hiçbir tepki vermedi. Ellerini öne doğru birleştirmiş halıya bakıyordu. Düşünceli ve durgunca.

Aslı söylenerek öfkelenmeye devam ederken ben ise onun sakinleşmesini bekledim. Ona dokunmanın onu daha çok öfkelendireceğini biliyordum. Fakat Aslı'nın gerginliğini Alya dayanamadı. Birden huysuzlanarak ağlamaya başladı. Yüzümü Aslı'dan çekerek Alya ile ilgilenmeye çalıştım. Kucağıma alarak pışpışlayıp durmasını bekledim. O sırada Aslı da derin bir soluk alarak Beren'in karşısındaki koltuğa oturup sakinleşmeye çalıştı. O sırada Alya'yı sakinleştirmek için biraz sallamaya çalıştım. Ortamdaki sessizlikle nihayet huzur bulup durduğunda hâla kucağımdayken Beren'e döndüm. "Beren, peki bunu nereden öğrendin?"

Masadaki telefonu eline alarak bir kaç tuşa basıp bana göstererek bu videodan dedi husursuzca. Acı dolu bakışları kalbime ok gibi saplanmıştı. Bunu kardeşime yapmamalıydı.

Telefonda Özge diye sayıklayıp duruyordu. Arkadaşları onu zar zor tutuyordu resmen. Sarhoşluktan dengesini kaybedecekti neredeyse. Bu yüzden bir koltukta oturtarak kendine gelmesini beklediler. O sırada Beren telefonu kapatarak koltuğa oturup derin bir nefes almaya çalıştı. "Onun sevgisi, aşkı..." gözünden süzülen yaşıyla yutkunurken bu kadar sakin olması beni korkutuyordu.

"Her şeye rağmen iyi görünüyorsun." Dedim birden. Sonra Alya'yı koltuğa yavaşça indirerek Beren'in yanına gittim. Çünkü iyi göründüğünü söylesem de ağlayacak gibi duruyordu.
Maalesef ona sarılmaya çalıştığımda hıçkırıklar içinde ağlamaya başladım. Dokunsam ağlayacak tabiri tam da şuan ona göreydi. Bunca zaman içinde tutmuştu her şeyi.

"O kadar inandırıcıydı ki. O kadar büyülü zamanlardı ki, bir an...bir an onun beni sevdiğine inandım ben Çilem. Onun sevgisine kandım." Hıçkırıklar içinde ağlamaya devam ederken ben de sırtını sıvazlayarak daha çok sarıldım. Benimle beraber Aslı da sarılarak hüzünle başını yasladı bize. O an acıyla gülümsedim ister istemez. Biz ikiz değil üçüz olmalıymışız.

"İçim acıyor abla." Bana abla dediğinde şaşkınlıkla gözlerimi açtım. Bana ilk defa abla demişti. Ondan iki saat büyüktüm. Bir ara abla de diye dalga geçtim ama itiraz etmişti. İkiziz ikiz diye geçiştirmişti. Bunu diyorsa gerçekten çok kötü bir haldeydi. "Biliyorum." Dedim saçlarını severken. "Ne kadar çok can yaktığını maalesef ki tahmin edebiliyorum." Savaş başka bir kadına aşık olsaydı üzüntüden ölürdüm herhalde. Buna dayanamazdım ben.

O sırada dışardan Demir'in sesi gelmeye başlamıştı. Demir'in sesini duyar duymaz hepimiz hayretle birbirimize bakarak hemen pencereye baktık. Demir arabasının önünde Beren'i çağırıyordu çıkması için. Fakat Beren sinirli görünüyordu. Burnundan soluyarak ayağa kalkıp dışarı çıktı. O an da Demir bir kaç adım atarak Beren'i izledi. Beren ise kapının eşiğinde sinirli bakışlarla onu izliyordu. "Ne işin var burada?" Dedi bir anlık sinirle. "Bu kadar kolay değil Beren. Değil güzelim."

"Bana güzelim falan deme! Ben senin hiçbir şeyin değilim!"

"Tamam yanlış yaptım. Özge'yi unutamamıştım o zamanlar. Ama seninle iyileşmeye başlıyordum. Seninle kendimi iyi hissediyordum Beren."

Çilem (Kitap Olacak)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin