37.bölüm: korku

44.1K 1.6K 219
                                    

Herkes merakla Osman babaya bakıyordu. Çünkü bugün mevzu konuşulmuştu. Dedemlerin evine gidilmiş ve Zara'yı istediklerini söylemişlerdi.

Ortam sessizdi ve Osman baba sanki inadına, hiçbir şey olmamış gibi yemeğini yemeye devam ediyordu. Bizimkiler ise hâla ağzından çıkacak söze bakıyorlardı.

Sonuç ne oldu? Nasıl geçti? Herkes merak ediyordu nihayetinde. Fakat her şey bir yana bunların bu hali bir yana. Gülmemek için zor tutuyordum kendimi. Osman babanın yemek yiyişini izliyorlardı resmen.

" Ee baba? Durum nedir?"
Savaş'ın nihayet sessizliği bozmasıyla herkes tekrar Osman babaya dönerken, ben ise Osman baba gibi ufak ufak atıştırmaya başlıyordum bile.

Osman baba, sırtını sandalyeye yasladığında herkes meraklı gözlerle ona bakmaya devam etti.

" Bu Pazar, gelin isteyin dedi. "

Herkes rahat bir nefes alarak birbirlerine bakarken, Savaş da kardeşinin omzunu sıvazlayarak tebrik etti.

" Hadi yine iyisin! Hayırlı uğurlu olsun!"

Sırtına hafifçe vurarak sıkıca sarılırken, bir an derin düşüncelere daldım.

Onun adına çok mutlu olsam da, içine düştüğüm durum beni sonsuza kadar huzursuz edecekti.

Kardeşine olan bağını gözlerinde görebiliyordum. Fakat kardeşinin gerçek aradığı kadının Zara olmadığını öğrendiğinde ne yapacağını kestiremiyordum.

Kardeşine böyle düşkün bir adam, karısından ne kadar nefret edebilirdi? Hem de bunu bile bile saklayan karısını. Üstelik Yılmaz'ı hayatım boyunca hiç görmemiştim bile. Belki ilk zamanlar bunu söyleseydim, bunu anlayışla karşılardı. Ancak, artık istesem de çok geç. Hem de çok...

Emin'in araya girmesiyle derin düşüncelerimden sıyrılırken, dikkatler bu sefer ona yöneldi.

" Eveet! Nihayet bu da bir sonuca bağlandığına göre, artık yemeğimizi dönebiliriz. Heyecandan kurt gibi acıkmışım."

Herkes kıkırtılıyla Emin'e gülerken, Emin ise ortadaki sarmaları kendi tabağına koyarak çoktan yemeğe başlamıştı bile.

Bizimkiler de Emin'in bu haline gülerek yemeğe başlamıştı.

Fakat boğazımda yumru gibi kalan bir şey yüzünden ben başlayamamıştım. Zaten bir süre sonra da çok fazla kalamamıştım. Yutkunurak izin istemeye çalıştım.

" Ben İzninizi isteyeyim. Odama çekilmek istiyorum."

" Güzelim, sen iyi misin? Yemeğine de dokunmadın." Savaş'ın sorusu sırasında sandalyeyi geri çekerken, cevap vererek kalkmaya çalıştım.

" İştahım yok, yiyemedim."

" İyi olduğuna emin misin kızım?"

Babaannenin de sorusuyla yapmacık gülümsememle cevap verdim."İştahım yok babaanne. Hem bugün üstümde bir yorgunluk var. Sanırım odama çekilsem daha iyi olacağım."

" Tamam. Yukarı çıkalım o zaman."
Savaş'ın ayaklanmaya çalışmasıyla gözlerim fal taşı gibi açılırken, bir an sesimi yükselttim.

" Yok!.." herkes bu tepkime şaşırırken sakince konuşmaya devam etmeye çalıştım. "Yani sen yemeğini ye Savaş'cığım. Benim yüzünden aç kalmanı istemiyorum. Hem ben biraz yalnız kalsam daha iyi olacak sanırım."

Savaş çok fazla uzatmadan şüpheyle geri otururken, ben ise sandalyeyi tekrar yerine iterek afieyet olsun dilekleriyle yukarı çıktim. Tabii odama gitmeye çalışırken, Savaş'ın şüpheli bakışları hâla üstümdeydi. Bunu hissedebiliyordum.

Çilem (Kitap Olacak)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin