4.bölüm: rüya

132K 4.9K 574
                                    

Konuyu bir şekilde kapatarak sıcacık kahvelerimizi yudumlarken koşuşturan iki afacanla dikkatlerimiz dağıldı. Tabii arkasında koşuşturan yengem de cabası.

Reha abimin çocuklarıydı...

"Gelin buraya, uyku vaktiniz çoktan geçti zaten."

"Hayır uyumak istemiyoruz."

Biri benim, diğeri Zara'nın kucağına oturarak bizden yardım bekler gibi sarıldılar.

"Bak hiç dinliyorlar mı? Gelin dedim size."

Yengem nefes nefes soluklanırken gülerek durumun anlamaya çalıştım.

"Yenge ne oluyor Allah aşkına."

"Bu iki yaramazın yarın okulu var ama hanım efendi ile beyefendi uyumuyor."

"Anne ya okula kayıt yaparken bana mı sordun."

"Özür dilerim paşam, sana sormak hiç aklıma gelmedi."

Yengem dalgasını yaparken bizde Zara ile birbirimize bakarak kıkırdıyorduk.
Bir süre sonra da çocuklara dönerek onları ikna etmeye çalıştık.

"Anneniz doğru söylüyor çocuklar, artık uyuma vakti geldi. Hadi."

"Ama... ama hala okula niye gidiyorum ki ben evde olmaktan gayet memnunum yani."

"Biliyorum tatlım ama okul da çok güzel bir yer, yeni arkadaşlar edinirsin, onlarla oyun oynarsın."

"Hem orada çok güzel kızlarda vardır."

Zara bunu diyince kolundan çemkirdim.

"Sayihi mi hala senin gibi güzel bir kız bulur arkadaş olabilir miyim?"

"Aa diyene bak ben çok mu çirkinim."

"Zara hala hemen alınıyorsun. Sende güzelsin ama Çilem hala biraz tatlı olduğu için söyledim bunu."

"hıım beğenememiş haspam beni."

Kıkırdayarak Zara'ya baktım.
"Zara sende çocukla çocuk olma."

Kollarını bağlayarak konuştu.
"Senin için demesi kolay Çilem hanım."

Ne desem boştu. Zara hanım, çocuk moduna geçmişti bile. Ben Zara'nın alınganlığına göz devirirken Sevgi geldi.

"Hanımım uyumamış mı hâla bunlar?"

Yengem sitemle cevap verdi.
"Sorma Sevgi sorma! Ne yaptım uyutamadım."

Yengemin bunu demesi ile hemen ben devreye girdim.

"Evet, hadi uyku vakti."

"Tamam ama bir şartla."

"Neymiş o şart."

"Çilem hala bize küçük prensesin hikayesini anlatacak."

"Evet hala onu anlat bize, hadi hadi hadi!"

Heyecanları gözlerinden yansıyordu. Biraz dâha ısrar etmeye devam ettiklerinde en sonunda bunlarla inatlaşmaktan vazgeçmiştim.

"Tamam tamam, eğer uyuyacaksanız anlatırım."

Çocuklar "Yaşasın!" Diyerek heyecanla bağırırken Zara ise yerine iyice yerleşerek bizden kopuk haldeydi artık. O kamelya oturmaya devam ederken biz de çocukları kucaklayarak odalarına götürdük.

Çocuklar yatağına yerleşmeye başladıklarında bende derin bir soluk alarak yanlarına oturdum ve hikayeyi anlatmaya başladım.

" Bir varmı bir yokmuş, evvel zaman içinde kalpur zaman içinde. Günlerden bir yerde, bir krallık yaşarmış. Oranın küçük bir prensesi varmış, ama prenses hiç prenses gibi yaşamıyormuş. Babası onu karanlık bir mahsende tutar, ve çıkmasına hiç izin vermezmiş. Çünkü bir cadı tarafından lanetlenmişti kızı. Prenses ne zaman mutlu olsa başına çok kötü şeyler gelirmiş. Tabii bundan ailesi de nasibini alıyormuş.

Çilem (Kitap Olacak)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin