57.bölüm:Mavi hanım

6.8K 361 34
                                    

Sevgili okurlar. Son dakika gelen misafirle hikayeyi erken yayınlamak durumundayım. Maalesef son düzenleri yapma gibi bir fırsatım olmayacağı için biraz düzensiz yayınlıyorum. Bugünlük idare edin beni.🦋😌💞🦋☘️😇💫💦

Bu arada oy ve yorumlarınızı unutmayın canlar.⭐️✍️

"Savaş bu şerefsize toz kondurmamak için ve senin madur edilmemen için bunu yapacaktı. Yani niyeti tamamen farklıydı. Üstelik babana da bir yemin etmiş. Her ne olursa olsun sahip çıkacağına dair. Bu yüzden bu göz yumamamış."

Kapı sesi duyduğumda arkamı dönerken, Savaş ile göz göze geldim. İşte o an ne tepki vereceğimi bilemedim. Sanki bir araftaydım.

Çatık kaşlarıyla bize doğru yürüyerek ikimize bakmaya başladı.
"Hayırdır? Neyi konuşuyorsunuz?"

Yılmaz da arkasından gelirken, sinirle ona baktım. Fakat Savaş'ın şüpheli bakışlarından dolayı yapmacık gülümsemeyle cevap verdim.

" Seni soruyordum Tuncay'a. Dışarda durumlar nasıl diye."

" Eşin biraz endişeli gibi. Fakat bir sorun olmadığını söylüyordum."

"Anladım." Deyip bana dönerek konuşmaya devam etti. "Neyse, biz içeri geçelim."

" Tamam. Geçelim." Diyerek elinden tutmaya çalışırken, birden şaşkına uğramıştı. Bu kadar yumuşak olmam adamın dengelerini sarsmıştı sanki.

Herkes arkasından ağzı açık bakarken, ben ise Savaş'ı koluma alarak içeri geçtim. Savaş ise diğerleri gibi şaşkınlığını korumaya devam etti.

" Sen iyi misin?"

" İyiyim." Omuz silkerek önüne bakıp yürümeye devam ederken, ben ise burnumdan soluyordum. O Yılmaz denen adi pisliği vurmamak için kendimi zor tutuyordum. Nasıl bir aşağılıktır böyle. Sırf kendi menfaati için, sırf kendi çıkarı için başka bir kadını harcayacak kadar adiymiş. Meğer ne kadar çok vicdan azabı çekiyordum Zara ile evlenirlerken. Onu kandırıyoruz diye ne kadar üzülüyordum. Tamam, belki hâla haksızız ama bu adam da sandığımız gibi düşünceli iyi biri değildi anlaşılan.

Savaş ile içeri geçtikten sonra odaya geçmek için merdivenlere doğru yürürken herkes şaşkınca bize bakmıştı sadece. Sanırım barıştığımızı zamnetmişlerdi.
İnsanların bakışlarını aldırmadan odaya geçtikten sonra karşıma alarak bu sefer gerçekten konuştum.
" Şimdi bana tüm çıplaklığıyla anlat konuyu. Benimle evlenmeye sebep olan asıl şey neydi?"

" Tuncay sana ne dedi?"

"Konuyu değiştirme. Söyle bakalım. Benimle evlenmeni ne tetikledi."

"Asıl sebebini mi duymak istiyorsun." Diyerek bir adım öne geldi. Ben ise dinlemeye devam ettim.

" Evet. Nedeni ne? Bilmek istiyorum."

" Baban. Tek nedeni baban. Seninle kaçırıldığımız günü hatırlıyor musun?"

" Evet. Hatırlıyorum. O kehribar gözleri hiç unutmadım. Acar Soyman."

Acı bir gülümsemeyle bakarak konuşmaya devam etti. " İşte, o gün baban benden bir şey istemişti. Birbirimize sahip çıkmamızı istemişti."

Gözlerimden bir kaç damla düşerken bir an durdu. Fakat ben hemen gözlerimdeki yaşı silerek devam etmesini istedim. O da biraz düşünceli bir şekilde bakarak devam etti.

"Bu yüzden mi evlendin benimle. "

" Evet. Sözümü tutmak için. Fakat." Usulca yanıma yaklaşarak belime sarıldı. " Sana aşık olacağımı hiç hesaba katamamıştım. Senin, benim için bir nefes olacağın, aklımın ucundan bile geçmiyordu."

Çilem (Kitap Olacak)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin