"Gel buraya!"
" Çilem, bak valla suçum yok benim."
"Senin yüzünden ne hale geldim. Az daha ölüyordum ya la!"
" Bak hayattasın işte."
Sinirlenerek ayağımdaki terliği çıkartıp tam ona isabet ediyordum ki kapının açılması ile terliğin Savaş ağanın kafasına denk gelmesi bir oldu.
Benimle beraber herkesin iç çekmesi de bir oldu tabii.
Adam yere eğilip terliği eline alırken çatık kaşları ile bana baktı.
"Bu senin mi?"
Sinirli gibiydi ama bir yandan da şaşkındı.
"E...evet onu ben geri alayım."
Tek ayağımla seke seke yanına gittim. Sonra da mahcup bir yüz ifademle elimi uzattım. " Terliğimi alabilir miyim?"
Zar zor çıkan sesime rağmen konuşabilmiştim. O an nasıl utanmıştım size anlatamam.
Bir ağanın kafasına terlik atmak nedir! Afferin Çilem! Bunu anca sen becerebilirdin.
Mahcup olmuş halimi görünce sırıttı. Ben ise terliğimi alınca hemen yere indirip giydim. Daha sonra yüzüm eğik halde, mahçup ifadeyle içeri buyur ettim.
" Yenge dua et annem burada değildi. Yoksa kıyamet kopardı burada."
Onunla beraber yanındaki başka bir kadında sırıtmıştı.
Şuan avludaki herkes, biraz keyifli biraz şaşkın halleriyle bize bakıyordu. Bense domates gibi kıpkırmızı kesilmiştim.
Ben kızaran suratımla utanırken Reha abinin sesi ile odak noktasından çıkmıştım.
"Vay kardeşim benim, hoş geldin!"
El tokuşturup sırtlarını sıvazlayarak sarıldıklarında bende rahat bir nefes aldım.
"Hoş bulduk kardeşim. Nasılsın?"
" İyidir işte nasıl olsun? Sende ne var ne yok?"
"Bilirsin. Her zamanki hallerimiz."
Reha abim cevabından sonra kolunu omzuma atarak direk ciddi konuşmaya başladı.
" Bak, bacım sana emanettir artık. Ne kadar tatsız bir karşılaşma olsa da..."Bunu derken bana baktı. Sonra yine ona döndü. " Neyse, kader deyip geçiyorum artık. Çilem'in rızası olmasaydı ben bilirdim de."
Reha abim, bıkkın bir soluk almıştı. yapacak pek bir şeyi yoktu ne yazık ki o da biliyordu. Burda iki büyük çınarın sözü ve toplumun baskısı evlatlarının hatırından dâha güçlüydü maalesef. Süt abimdi ama öz abim de olsaydı bir şey değişmezdi. Çünkü dedemin inadı çok kötüydü. Fikrini değiştirebilene madalya takılır. O kadar inatçıydı.
" Merak etme abi, ben de evlenmeye razıyım, dedim sana."
Omzuma hafifçe vurarak destekledi. Sonra ortamı yumuşatmak için sırıtarak konuşmaya çalıştı.
" Çilem, Savaş hiç kendi çocukluğundan bahsetti mi?"
" Hayır niye?" Reha abim kolunu omzumdan kaldırarak alayla konuşmaya başladı.
" Ha haberin yok senin!" Gülerek konuşmaya devam etti. Savaş da tıpkı benim gibi merakla Reha abimi dinliyordu.
" Sen yeni doğduğunda bu daha sekiz yaşındaydı. Kundağın başına geldi ve yüzünü ekşiterek ' ne kadar çirkin bir bebek' Deyip kucağına aldı."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çilem (Kitap Olacak)
RomanceSavaş ağa adlı hikayem ÇİLEM olarak değiştirilmiştir haberiniz olsun. Bir de yeni okuyanlar için kitap olma ihtimali vardır. Şimdiden söylemek istiyorum. Berdel'e kurban gitmiştim. Hiç tanımadığım, bilmediğim bir adamla evlendiriliyordum... "1 yıl...