52.bölüm: İkiz kardeşim

6.8K 329 14
                                    

Filistin'e yapılan s*ykırımı unutmayın.

Şifa hastanesine yapılan katliamı ve kadınlara tec*vüz ettiklerini unutmayın. Bu zulmü unutmayın.
🙏🙏❤️‍🩹❄️💧❄️

Burada çoğu kadın okurlarım kendini onlar yerine koysun bir an. Sizce bu savaşın neresi doğru (ki bu bir savaş değil.) Bunu okuyan beyler kendi kardeşlerinin, annesinin eşlerinin yerine koysun bir an. Bunun neresi savaş!

Yazar olmak sadece hikaye yazmak değildir, sadece hayal kurmak değildir. Yazar olmak toplumu uyandırmaktır, topluma gerçekleri anlatmaktır. Lütfen hikayelerinizi paylaşınca f!listini de hatırlatın. Zulmü duyurun.🇦🇪🇹🇷🇦🇪🇹🇷🇦🇪🇹🇷🇦🇪🇹🇷🇦🇪🇹🇷🇦🇪

❄️Bu devrin Tolstoylara, Dostayevskilere, Oğuz altaylarına, Namık Kemaline, Mehmet Akif Ersoylarına ihtiyacı var ve bu da biz yeni, gelecek yazarların, gelecek okurların, genç nesillerin elindedir. Fantastik, Romantizm vb. Okumak güzeldir, okuyalım da.❄️

Fakat bizim uyanmaya da ihtiyacımız var. Bizim insan olmaya ve gerçek dünyaya gözlerimizi açmaya da ihtiyacımız var. Vicdanımızı geri kazanmaya da ihtiyacımız var.

Doğu türkistanı, Filistini ve de Arakanlıları unutma.

Unutma ki aynı insandan geldik. Aynı Ademden, aynı Havvadan geldik. Biz farklı değiliz. Oluşturduğumuz kültürler farklı. Kendi kendimize oluşturduğumuz dünya farklı. Kısacası farklılığı biz yarattık.

Farklı olsak da kimse kimsenin haklarını gasp etmeye de hakkı yoktur. Olamaz da.

Anlayışlı ve vicdanlı okurlarıma şimdiden teşekkür ederim.☘️🦋☘️🦋☘️🦋☘️🦋☘️🦋☘️🦋

Q
Dünden kalmış bulaşıkları toparlayarak temizlemeye koyuldum. Savaş da hâla uyuyordu tabii. Gece yine ateşi çıkmıştı. Fakat sonra tekrar düşmüştü.

"Acaba gerçekten uyuyor mu, yoksa sırf kovmamam için uyuma numarası mı yapıyor?" dedim kendi kendime. Şahsen beklerim ondan. Çünkü son derece gürültülü bir şekilde bulaşık yıkıyordum.

"Bunu anlamanın tek bir yolu var." Bulaşıkları bitirdikten sonra kaynaması için ocağa koyduğum demliği kontrol ettikten sonra ocağı kapattım. Neyseki hâla ısınmamıştı. Bu yüzden bilerek elimi alıp son kez uyuduğunu kontrol ederek yere attım. O an, ani gürültüyle yatağından fırladığında dehşetle bakakalmıştı bana. Ben ise kollarım bağlı bir şekilde ona baktım. Tek kaşım havada, imalı bir şekilde onu izledim. "Demek uyanabildin Acar Soyman."

" Numara mıydı!"

" Numara mıydı? Demek gerçekten uyumuyordun." Alayla göz devirerek devam ettim. "O kadar gürültüden uyanamadım, bir de bunu deneyeyim dedim."

Bıkkınca iç çekerek tekrar yatağa uzandı. " Yüreğime indirdin!"

" Beter ol!" Diyerek demlikleri kaldırıp tekrar tezgaha koyarak onu hemem kovmak için yanına gittim. " Hadi, çok bile kaldın. Çık dışarı." Kolundan çekiştirerek dışarı çıkartmak için çekmeye çalıştım, fakat ben onu kaldıramadan o beni kendine çekti. "Madem hâla benden nefret ediyorsun, dün neden beni içeri aldın?"

Sinirle göz devirdim. Bir de sırıtmıyor mu, sanki keyfimden içeri aldım. "Senin beynin gitti herhalde. Hani hastalandın ya! Ateşin çıktı... Bıraksaydım yarına sağ kalamazdın."
Tekrar onu çekiştirerek çıkartmaya çalışırken tekrar kolumdan tutarak kendine çekti. "Bıraksaydın. Hem benden daha çabuk kurtulurdun." Gözlerimi kısarak sinirle nefes aldım. "Çocuğumu babasız bırakmaya niyetim yok. Yoksa çoktan kafana kurşunu yemişti!"

Çilem (Kitap Olacak)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin