Eğer değer görmediğiniz bir yerde hırpalanıyorsanız ya orayı terk edin, ya da değer göreceğiniz yere varmak için bekleyin. çünkü değer göreceğiniz bir yer olacak. sadece sabırlı olmanız gerek. ama ilk başta kendinizi sevmeyi öğrenin. çünkü buna hepimizin ihtiyacı var.
Emin refleks olarak ellerini kaldırırken diğerleri de başımıza toplanıp ne olduğunu anlamaya çalıştı. Savaş ile birbirimize bakarken, Tuncay bir an da Emin'in elinden kurtularak bir şeyler söylemeye başladı. "O Türkan yok mu o Türkan yine..." diye devam ettirecekti ki Emin birden ağzını kapattı. "Sus oğlum sus. Bizi rezil ettin zaten."
" Seviyorum oğlum! Seviyorum! Aşığım!"" Hay ben senin sevmene de, aşkına da sus lan sus!"
Bu manzarayı izlerken Savaş ise utançtan yüzünü kapattı. Mavi bir adım öne gelerek bana döndü. "Bu ne rezilliktir böyle. Bu sarhoş adam da kim böyle!"
Mavi şaskınca bana dönerken "Dilini mi yuttun kızım. Bir sey söylesene."
Benden ses çıkmayınca bu sefer Savaş'a döndü. "Me oluyor oğlum. Bir sey söylesenize."
Elimi yaramaz çocuklar gibi kaldırarak "Bir aşerme mevzusu olmuştu da." Dedim mahçupça. O an Tuncay Emin'in elinden kurtularak konuşmaya devam etti. "Türkan gözlüm, Şoray seslim. Neredesin sen!"
Emin tekrar ağzını kapatarak sesini keserken Savaş bir adım öne geçerek Mavi'ye açıklama yaptı. "Kusura bakmayın. çilem bir şeyler istediği için bu arkadaşla kalmak zorunda kaldık. şimdi gidiyoruz ama, siz hiç merak etmeyin."
"Türkan gözlüm. neredesin? nerdesin be Türkan. " Emin onu zar zor arabaya almaya çalışırken Tuncay ona yalvarırcasına bakarak bana döndü.
"Çilem, Aslıya söylesene ona çok aşık olduğumu. hadi be! yap böyle bir iyilik hem bak ben de bir kıyak yaparım. ne istersen yaparım vallaha bak."
"Aslı mı? Savaş Tuncay ne diyor." Beren de olanları duyarken benim gibi bakakalmıştı. hırkasıyla önünü kapatarak biraz Tuncaya yaklaştı. "Tuncay..." dedikten sonra gülmemek için dudaklarını ısırırken şaşkınca bana baktı. sonra tekrar ona döndü. "Ona aşık mısın gerçekten?"
Tuncay bir an Emin'e dönerken "Ben bunkarı içimden söylemiş olayım. ne olur Emin! beni gömün burada. Kızlar futbol oynayamaz dememin ahı mı tuttu bana!"
Beren bu manzarayla daha fazla gülüp Tuncayı mahcup etmemek için geri çekilerek Mavinin yanına gitti. bir yandan da kıkır kıkır gülüyordu. bende de durumlar pek farklı değil. o sırada Emin elindeki poşetleri bana vererek hızla tuncayı içeri sokmaya çalıştı. sonra Savaş yanağımdan öperek "Artık gerisini sen açıklarsın." deyip arabaya geçti. o sırada olanlarla beraber Arda ve Yaren de gülerken Mavi çatık kaşlarıyla bıyık altındann gülmemeye çalıştı.
"Geç içeri kızım geç. üşütüp hasta olacaksın. içerde söylersin ne söyleyeceksen."
elimde poşetlerle baş sallayarak onay verdim ve onların ardında ben de yürüdüm. Mavi benim içeri girmemi bekledikten hemen sonra arkamdan gelerek salona geçtik. o sırada ben de Savaşın getirdiği pastayı çıkartarak masaya indirdim. Emin'in Tuncayı tutmasından olsa gerek biraz hırpalanmıştı. ama yine de idare eder bir durumdaydı. bir çatal rica ederek bana vermelerini beklerken Mavi tek kaşı havada sorgular vaziyette bana bakıyordu. "Aşerme gibi bir durum oldu da, kocacığımı aramadım bana getirsin diye."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çilem (Kitap Olacak)
Roman d'amourSavaş ağa adlı hikayem ÇİLEM olarak değiştirilmiştir haberiniz olsun. Bir de yeni okuyanlar için kitap olma ihtimali vardır. Şimdiden söylemek istiyorum. Berdel'e kurban gitmiştim. Hiç tanımadığım, bilmediğim bir adamla evlendiriliyordum... "1 yıl...