Bölüm 1

2.8K 131 37
                                    

Yağmurun bol olduğu bir İstanbul gecesinde Ayberk her zaman ki gibi ağzında sigarası tüttüre tüttüre mahallenin başında bekliyordu. Mahalleye geleni gideni kolaçan edip, mahalle kızlarını koruyordu kötü niyetli insanlardan. En azından o öyle olduğuna kendisini inandırıyordu. 

Sigarasından bir fırt alıp dumanını havaya soludu. Saat git gide ilerliyordu ancak biliyordu ki evine dönmeyen bir sürü mahalle kızı vardı. Her zaman ki gibi bekliyordu onları.

"İyi akşamlar Ayberk abi." Kızlardan birisi göründü ve selam vererek geçti. Hoş kızdı, bazen Ayberk'in yanında durur, onunla sohbet etmek isterdi. Ancak Ayberk oralı olmazdı.

"Tanıyor musun?" Kızın yanında ki arkadaşı merakla sordu.

"Mahallemizin abisi."

"Mahallenizin abisi mi? O ne be?" Şaşırdı kız. "Bu durum 90lar da sona erdi sanıyordum ben." Kahkaha attı duydukları karşısında.

"Sessiz ol, duyacak." Hemen susturdu onu kız. 

"Kafayı yemiş herhalde. Oysa ki pek de yakışıklı görünüyor. Zaten görünümü iyi erkeklerde hep bir sorun çıkar." 

"Sessiz ol, kulakları hassastır." Bir an önce arkadaşıyla eve girdi. Ayberk onlara kulak dahi asmamıştı. Alışkındı gençlerin kendisi hakkında atıp tutmasına. Sigarasından son nefesi çekip izmariti yere atarak çiğnedi ayağıyla. Sigara dumanını burnundan solarken, kolunda ki saate baktı. Gece yarısına doğru yaklaşıyordu. Hala gelmeyen birkaç kişi olunca etrafı kolaçan etmeye karar verdi. Yağmur da dinmişti neredeyse. Şeker değildi, biraz yağmur eritmeyecekti onu.

"İyi geceler abi." Onu tanıyan kızlar selam verip koşarak evlerine geçiş yaparken, tanımayanlar ise anlamsızca bakıyordu volta atan gence. 

"Hayrola?" Tek kaşını kaldırıp ters ters baktı gelip geçenlere. Alışmıştı bu duruma ama yine de tepkili olmayı seviyordu. Cebinden paketi çıkartıp yeni bir dal sigarayı dudakları arasına bastırıp, yaktı. Derin bir nefes alıp, başını hafif çiseleyen yağmurda gökyüzüne kaldırıp yavaşça nefes verdi. Gözüne giren yağmur damlaları yüzünden görüşü bulanıklaşıyordu.

"İyi geceler Ayberk abi." Son kızlar da nihayet varınca rahatladı Ayberk. İstanbul tehlikeliydi, kızlar için yapabildiği tek şey buydu.

"Gitme vakti." Diye geçirdi içinden ancak kulağına gelen boğuşma sesi ile bir ok gibi fırladı yerinden. Elinde ki sigarasını dudakları arasında tutarken, ışık hızından daha hızlı bir şekilde vardı oraya.

"Neler oluyor burada?!" Bir grup yan kesicinin iyi görünümlü, takım elbiseli birisini kaçırmaya çalıştığını fark etti. "Ne yapıyorsunuz lan siz?!" Sigarasını ağzından düşürmeden, adamların arasına daldı. "Siz kimin mıntıkasından adam kaçırıyorsunuz lan?!"

"Sen de kimsin be?!" Adamlar öfkeyle ona yöneldi. "Kendi işine bak."

"Hay hay , emrin olur gülüm." Gömleğinin kollarını kıvırmaya başladı. "Epeydir ellerim de kaşınıyordu iyi oldu."

"Ne diyorsun sen be? Siktir git, çizerim o güzel yüzünü." Adam çakısını çıkarttı Ayberk'e karşı. Ayberk ise keyifle gülümseyerek dudakları arasında ki sigarasını eline aldı.

"Sakin ol prenses, onunla kendini inciteceksin."

"Sen kime prenses diyorsun lan?!" Adam saldırıya geçtiğinde Ayberk kolayca savuşturdu onu ve sigarasını adamın yanağına bastırarak söndürdü ve ardından gömlek cebine attı.

"Sigaram da söndüğüne göre-" Kemiklerini kütletti. "İyi uykular prensesler." Adamlar ne olduğunu anlamadan Ayberk tarafından saldırıya uğradılar. Yedikleri ilk yumrukta hepsi yere serilirken içlerinden birisi ağzında ki kanı tükürerek küfür etti ona.

MAHALLE ABİSİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin