Ayberk Üsküdar da bile sabah olmadan annesinin eziyetiyle açtı gözlerini.
"Ne var anne ne var?!"
"Kalk çabuk. Al şu tabağı yazdığım adrese götür." Ayberk uyku sersemi aldı tabağı eline. Gözünü ovuştururken kalktı yataktan.
"Ne oluyor sabah sabah? Bu ne?" Elinde ki tabağı bile net göremiyordu.
"Acele et hadi. Soğutmadan götür." Ayberk esneyerek çıktı odasından.
"Neresi ki burası?" Adrese baktığında başka bir semt yazdığını gördü. O an dank etti beynine. "Anne bu ne?!"
"Ne ne?" Elinde terlikle çıktı odadan. "At mı ölmüş eşek mi ölmüş belli değil içeride. Daha dün silip süpürmedim mi he serseri?" Terlikle vurmaya başladı Ayberk'e.
"Dur bir anne ya. Ne vuruyorsun?" Ayberk güç bela kendisini evden attığında dışarıda İpek ile karşılaştı.
"Günaydın!" Her zaman ki gibi mutlu görünüyordu.
"Evde yokuz bacım hadi geri dön."
"Ay Neşe teyzemin ellerine sağlık döktürmüş yine." Tabaktan gelen güzel kokulara hayır diyemiyordu. "Kilo alacağım valla."
"Yeme o zaman. Hatta sen gelme. Hiç gelme bize. Neden geliyorsun ki?" İpek cevap vermek istemedi.
"Kime götürüyorsun bunu?" Tabağı incelerken üzerinde ki adresi gördü. "Uzak burası. Benim arabayı vereyim de öyle götür."
"Kalsın bacım. Oturur yerim şu köşede. Kurye miyim ben de yemek teslimatı yapacağım. Rüyasında görür o bunak karı." Tabağın üstünü açmak isteyince İpek vurdu eline.
"Vallahi seni söylerim Neşe teyzeye." Anahtarını uzattı. "Al benim arabayı, hemen götür o adrese." Anahtarı tutuşturdu eline Ayberk'in. "Ha unutmadan. Eğer kapıyı açan olmazsa, kapı şifresi 4736 olabilir. Hadi ben kaçtım." Hızla merdivenleri çıktığında Ayberk anlam veremedi ona.
"Manyak karı." Elinde ki BMW anahtarına baktı. "Madem öyle, ufak bir tura çıkalım bakalım." Aracı bulmak hiç de zor değildi. Kilometrelerce öteden parıl parıl parlıyordu.
*********
Aracı otoparka park edip, asansöre bindi. Uras'ın kaldığı evlere benzeyen türde evlerdendi ama Uras'ın olduğu yer değildi. Öyle olsa kesinlikle geri dönerdi zaten. Adreste ki katta asansör durunca indi ve kapı numarasını aramaya başladı.
"29...30...31...32... ve 33. İşte burası." Kapıyı tıklattı önce sonra zile bastı ve tekrar tıklattı. Bir süre daha bekledi ancak açan olmayınca bir süre mal gibi düşündü. Geri dönmesi gerektiğini biliyordu ama bir yandan da merak ediyordu. Her zaman lüks evlere girme şansı olmuyordu sonuçta. İpek'e ve annesine gram güvenmese bile kapı şifresini girme kararı aldı. En fazla ne olabilirdi ki zaten? Uras'ın evi değildi burası netice de. Bundan emindi. "47...36." Şifreyi girdiğinde kapı klik sesi ile açıldı. "Selamünaleyküm." İçeri doğru ilk adımını atarak içeriye seslendi. Herhangi bir cevap gelmeyince biraz daha girdi içeri. "Annem size yiyecek gönderdi. Evde kimse var mı?" Şu an bir hırsıza benzediğini fark etti. İçeri de birisi varsa eğer polisi arıyor olabilirdi şu an. "Tabağı bırakıyorum şuraya. Hırsız değilim." Mutfak olduğu yere girip, masaya bıraktı tabağı dikkatlice. "Hepsini annem yaptı. İçinde kötü bir şey yok diye tahmin ediyorum ama annemin sağı solu da belli olmaz." Kendi kendine boş evle konuşurken kapıda beliren siluet ile irkildi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MAHALLE ABİSİ
FanfictionBir mahalle abisi ile bir CEO'nun aşkını konu alan bu kitapta gidişat nasıl olacak hep birlikte keşfedelim.