Derya büyük bir gerginlikle evini temizliyordu. Neşe gibi oğlunun arkasında durmaya çalışıyordu. Bu onun için gerçekten zordu. Dille kabul ettiğini ifade etse de kalbi kesinlikle reddediyordu. Yine de o bir anneydi, merhametli olacaktı.
Akşam için misafirlerine ne yapacağı konusunda emin değildi. Kocası evi terk ettiğinden beri fazla bir birikimi de kalmamıştı. Bir süredir iş bakınıyordu gizli gizli. Feyyaz dahil kimseye de bahsetmiyordu bu durumdan.
Kara kara elinde ki parayı ve malzemeleri düşündü. Feyyaz olmasa arada görüşmezdi o aile ile ama oğlu için buna katlanacaktı. Neşe yaptıysa o da yapacaktı. Çünkü bir şekilde onun haklı olduğunu görebiliyordu. Sadece kabullenme aşaması fazla sıkıntılıydı. Zamanla sorun kalmayacağını düşünüyor, öyle teselli ediyordu kendisini.
Ani çalan kapı ile panikledi. Daha birkaç saat vardı gelmelerine. Erken mi gelmek istemişlerdi yoksa? Endişeyle açtı kapıyı.
"Kim o?"
"Benim kız ben, Neşe!" Neşe'nin sesini duyunca rahatladı. "Aç ayol kapıyı ellerim ağrıdı."
"Neden ki?" Hemen açtı kapıyı ve elinde koca bir tencere yemekle Neşe'yi gördü. "Kız bu ne?"
"Yemek herhalde, belli olmuyor mu?" Onu itekleyerek içeri girdi. "Çekil bacım çekil. Dökümlü tencere bu ondan epey ağır." Gülüşerek ocağın üstüne bıraktı.
"Ne zahmet ettin ki?" Derya anlam veremedi.
"Kız senin oğlan bizimkine derken İpek kızım duymuş. Eli boş gelmeyeyim dedim. Senin telaşın vardır şimdi temizlik falan. Yemekleri ben hallederim dedim anacım fena mı?"
"Z-Zahmet etmeseydin. Ben ya-yapacaktım şimdi." Kadın daha da gerildi. Boş buzdolabını açmasını istemiyordu.
"Ben geldim Neşe teyze!" Ellerinde poşetlerle açık kapıdan girdi içeri İpek. Kadın şaşkınlıktan kapıyı bile kapatamamıştı.
"Bunlar ne?" Derya daha da şaşırdı.
"Anacım senin temizlikten markete gidecek vaktin olmaz diye düşündük. Malum titiz karısın sen. İpek kızım şöyle hemencecik bir şeyler aldı geldi sağ olsun."
"Ç-Çok zahmet olmuş." İpek'in elinde ki poşetlere baktı hüzünle. "Gerek yoktu. Ben de şimdi gidecektim." Mahcup hissediyordu.
"Aman ne gerek var anacım, komşuluk öldü mü? Hadi sen tutma beni. Hatta ben de seni tutmayayım. Bu akşam dünürlerin gelecek şekerim. Yapacak çok işimiz var çok!" İpekten poşetleri alarak yere koydu. "İpek kızım sen şunları dolaba yerleştirmeye başla. Ama intizamlı yerleştir bak Derya teyzen çok takıntılıdır. O şimdiye tertemiz etmiş boşaltmıştır dolabı. Biz de her yer düzenli olur, dolap içi bile. Aman ha düzgün koy yoksa kızar bize sonra rezil ettiniz beni diye." Gülerek İpek'in sırtına vurdu hafifçe.
"Tamam Neşe teyze!" İpek boş dolabı açınca Derya paniklese de bir şey yapamadı. "Derya teyze benim dolabımı görse bana çok kızar." Gülüşmeler eşliğinde hiçbir sorun yokmuş gibi yerleştirmeye başladı.
"Anacım ne duruyorsun öyle boş boş? Temizliğini yap temizliğini." Neşe kendilerini hüzünlü bakışlarla izleyen kadını fark etti ve bozuntuya vermedi. "Dedikodu yaparız diye mahrum kalmak istemiyor bak gördün mü sen şunu?" Kahkaha atarak akşam için menü oluşturmaya başladı kafasında.
Derya tek kelime edemeden izledi onları, sonra iç geçirerek döndü temizliğine. Ne hissedip, ne söyleyeceğini bilmiyordu ama anlamıştı. Kendisini kırmadan, incitmeden yardım etmeye çalışıyorlardı. Böyle güzel bir dostu olduğu için ne kadar şanslı olduğunu bilse ve minnettar olsa da, kötü hissediyordu işte. Yine de bozuntuya vermedi. Bu geceyi atlatmak istiyordu her şekilde.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MAHALLE ABİSİ
FanfictionBir mahalle abisi ile bir CEO'nun aşkını konu alan bu kitapta gidişat nasıl olacak hep birlikte keşfedelim.