Üst üste gelen sadece ikilinin bedenleri değil aynı zaman da dudaklarıydı da. İkili neler olduğunu idrak ederlerken yanan ışıkla irkildiler.
"Neler oluyor burada?" Mahallenin en dedikoducu teyzesi belirdi önlerinde. Ayberk panikle itti Uras'ı üstünden. Teyze tabii ki duyduğu gürültüden ötürü kapıyı açıp, bakmıştı ne olduğuna.
"Göründüğü gibi değil. Düştük sadece."
"Hmm belli belli. Kolay gelsin evladım." Kapıyı kapattı hemen dedikoduyu mahalleye yaymak için. Ayberk bunu bilse de elinden bir şey gelmezdi artık. Kimsenin inanmamasını umuyordu. Uras ise az önceki olayın etkisini bünyesinde barındırmaya devam ediyordu.
"İyi misin?" Ayberk endişeyle baktı ona. "Acıyan bir yerin var mı?" Uras ani ilgi karşısında ne yapacağını bilemedi. "Giysilerin zarar görmemiş neyse ki. Yazık olurdu, sana çok yakışmışlardı." Uras duyduklarına inanamadı.
"T-Teşekkür ederim." Olduğu yerden ayağa kalktığında el bileğinin incindiğini fark etti.
"Bir şey mi oldu?" Ayberk fark etti hemen. "Acıyan bir yerin mi var?"
"Önemli değil. Ufak bir burkulma." Geçiştirdi hemen. Saati kontrol etti hemen ardından. "Artık gitmeliyim."
"Emin misin?" Ayberk endişeli görünüyordu. "Doktora gidelim önce istersen."
"Gerek yok. Bir sorun olursa doktoruma haber veririm." Gülümsemeye çalışıyordu her ne kadar zor olsa da.
"Ya bırak Allah aşkına. Acıdan ifadesiz yüzün ne hale geldi. Acı çekiyorsun bariz bir şekilde." Ayberk el mi yoksa ayak bileği mi incindi bilmediği için aklına gelen ilk yöntemi uygulayarak, kucağına aldı onu.
"Ayberk bey-" İlk kez belki konuşacak olan Uras'ı susturan Ayberk oldu.
"İtiraz istemiyorum. Yüzün acı çekişiyor, sen ne dersen de." Mahalle de öpücükleri çoktan yayılmışken Ayberk'in kucağında onu taşıyor olması dedikoduyu daha da çok alevlendirdi. Teyzeler merakla izliyordu ikiliyi.
"Hayırlı olsun Ayberk." Teyzelerden birisi laf attı.
"Kendi işine bak koca karı." Tersledi onu. "Anahtarın nerede?" Onu yere indirip, ceplerini yoklamaya başladı. "Kusura bakma taciz ediyor gibi görünüyorum ama niyetim temiz."
"Ulu orta yerde elleşmeyin, ayıp diye bir şey var." Bir diğer teyze atıldı.
"Porno çekeceğiz şimdi bunak karı. Canlı yayında izle işte, gençliğini hatırlarsın belki." Ayberk hem onlara laf yetiştirip, hem de anahtarı bulmaya çalışıyordu. Uras hızlanan kalbine anlam veremezken ceketinin iç cebinde ki anahtarı uzattı onu.
"Burada." Teyzeleri duymuyordu bile. Odağında sadece Ayberk vardı.
"Eyvallah." Ayberk lüks aracın kapısını açarak, dikkatle bindirdi onu. Kapısını kapatıp, şoför koltuğuna geçti. Kapıyı kapattıklarında yeniden baş başa kalmışlardı. "Şu yaşlı karıların kusuruna bakma. Azrail'e beş var ama hala dedikodu peşindeler."
"Tamam." Uras'ın umurunda bile değillerdi.
"Emniyet kemerini tak." Düşününce belki el bileğini incitmiş olabilirdi. Fikir değiştirdi. "Dur ben takarım." Uzanıp kemeri kavradı. Kemerin metal yerini girmesi gereken yere doğru götürürken, göz göze geldiler. Dudakları arasında çok az bir mesafe vardı. "Gözlerin elaymış." Ayberk nedensizce büyülenmiş hissediyordu. Neyse ki bu his kısa sürmüştü. Hızla kendisine gelerek, kemeri taktı.
"Sağ ol." Uras deli gibi atan kalbini sakinleştirmeye çalışıyordu. Ayberk önüne dönüp, çalıştırdı aracı. Direksiyonda ki amblemi görünce neye bindiğini fark etti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MAHALLE ABİSİ
FanfictionBir mahalle abisi ile bir CEO'nun aşkını konu alan bu kitapta gidişat nasıl olacak hep birlikte keşfedelim.