Uras o tuhaf geceden sonra o kişiyi aklından bir an olsun çıkaramamıştı ve nedenini bilmiyordu.
"Dalgınsın." İpek elinde diş fırçası ile aynaya bön bön bakan abisini dürttü. "İşe geç kalacaksın." Uras dürtüldüğü için irkilerek gerçek dünyaya geri döndü.
"Ne zaman gideceksin?"
"Daha dün akşam geldim. Sence de fazla kalpsiz değil misin?" Somurtarak ayrıldı banyodan. "Birkaç günlüğüne buradayım sadece. Sonra gideceğim." Abisine trip atarak mutfağa geçti. "Kahvaltı hazır. Soğutmadan gel." Menemenden bir kaşık alarak tabağına koydu. Böldüğü bir parça ekmeği bandırıp, ağzına attı. "Yapıyorum bu sporu. Resmen harika bir aşçıyım."
"Michelin yıldızı almış bir restoranda aşçılık yapmak isteyen birisi için menemene sevinmen biraz gülünç sanırım."
"Ne uyuzsun abi ya. İnsan küçük kardeşine öyle söyler mi?"
"23 yaşında ve hala işsiz küçük bir kardeşse, evet söyler."
"Hayallerimi takip ediyorum. Henüz yaşım küçük." Çatalı ona doğru salladı. "Yine beni gıcık etmek için konuşup duruyorsun."
"O halde evine git. Misafir sevmem."
"Ben kardeşinim, misafir değil. Ne kadar kalpsiz bir adamsın abi. Küçük kardeşine nasıl davrandığına bir bak." Mutsuz bir şekilde salatalık attı ağzına. "Böyle devam edersen sonsuza dek evde kalacaksın. İnsanlara biraz güzel sözler söyle."
"Baksana, bir şey soracağım." İpek şaşkınlıkla baktı abisine. İlk kez ondan böyle bir şey duyuyordu. Kudretli, bilgeler bilgesi abisi ona soru mu soracaktı? Kıyamet kopuyor olmalıydı kesinlikle, bunun başka bir açıklaması olamazdı.
"Sen bana soru soracaksın...sen?" Kulaklarına inanamıyordu.
"Evet, büyütme o kadar." Geçiştirdi onu her zaman ki soğukluğuyla. İpek ise ilgiyle ona doğru eğildi.
"Ne soracaksın?" Merakla bekliyordu. Çok özel bir şey olmalıydı.
"Birisine teşekkür etmek için ne yapmak gerekir?"
"Teşekkür etmek mi? Kime teşekkür edeceksin abi?" Şaşkınlığı katlanıyordu.
"Sadece soruma cevap ver." Rahatsızlığı yüzünden okunuyordu.
"Çok gıcıksın. Gerçekten seninle kimse evlenmek istemeyecek." Somurtarak kahvaltısını etmeye devam etti.
"Vaktim azalıyor. Düşünceni bana mail atarsın." Saatini kontrol edip, kalktı masadan. Yarı da bıraktığı diş fırçalama işini gerçekleştirirken bir yandan nasıl teşekkür edebileceğini düşünüyordu.
"Resmi kuruluş değilim ben! Mail at ne demek abi? Kalp yerine buz mu var sende? İncindim."
"Bunlara ayıracak vaktim yok. Kahvaltını bitirdiysen gidebilirsin."
"Öküzsün abi öküz!" Kapı çarpma sesi duyuldu hemen ardından. Uras ise hızla odasına geçip, bugün için planladığı takımlarını giydi. Saatini kontrol ettiğinde çıkması gerektiğini fark etti. O sebeple hızla ayrıldı evden.
*************
Ayberk bu sabahta annesinin kafa açmasını çekmek zorunda kaldığı için söverek terk etti evi.
"Laf dinle azıcık laf! Bir işe gir aptal çocuk!" Annesi kapıyı çarpıp çıkan oğlunun ardından bağırdı her zaman ki gibi.
"Kes sesini bunak karı!" Annesine karşı öfke doluydu. Bir işe girince başı göğe ermeyecekti. Üç kuruş para için ezilmeye değmezdi. Biliyordu bu şekilde de para kazanmıyordu ama bir gün elbet kazanacaktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MAHALLE ABİSİ
Fiksi PenggemarBir mahalle abisi ile bir CEO'nun aşkını konu alan bu kitapta gidişat nasıl olacak hep birlikte keşfedelim.