Bölüm 38

690 50 35
                                    


Uras, Ayberk ve Cemil anlaştıkları gibi balığa çıktılar bir cumartesi günü.

"Gelin çocuklar gelin. Bu taraf çok iyi." Göl kenarında ki ağacın altını işaret etti parmağıyla. 

"Tamam beybaba." Ayberk çimenlerin arasından koşarak ağacın gölgesine sığındı. "Hadi Uras! Kapat şu telefonu!" Sekreteri rahat vermiyordu bir türlü. İpek de öyle. Bir o arıyor bir o arıyordu. Uras ise sinir bozucu bir sakinlikle cevaplıyordu telefonlarını. Ayberk çok çabuk sinirlendiği için sevgilisine doğru büyük bir öfkeyle koşmaya başladı. Amacı telefonu alıp kapatmakken dayanamayarak kafa kilidine alarak yere yapıştırdı onu. "Pes et! Pes et!" Kaptırdı kendisini bir anda. "

"Ne yapıyorsun?" Uras zor nefes alıyordu. "Bo-Boğazım..." Ayberk fark edince serbest bıraktı ancak üstüne çıktı küçük bir hamle ile ve uzandı.

"Balık tutmaya geldik. Bırak şu işi gücü." Somurttu. Uras saniyesinde kapattı telefonu onların yüzüne, Ayberk'i böyle görünce.

"Keşke babam olmasaydı." Ayberk'in kalçasını kavrayarak sıktı. Ayberk penisine sürtünen penisi hissedince son anda kapadı ağzını. Cemil'in dikkatini çekmek istemiyorlardı.

"Yuh ama ne ara oldu bu Uras?" Fısıldadı.

"Oyun oynamayı bırakın da gelin buraya. Güneş çarpacak!" Cemil seslendi sandalyeleri açarken.

"Güneşten önce ben oğlunu çarpacağım bey baba." Fısıldadı sessizce Uras'ın duyacağı şekilde.

"Birkaç gündür sana dokunamadım babam sağ olsun. Yapıştı mı bırakmıyor." Somurtan bu kez Uras oldu.

"Lan uçkuruna sahip çık. Birkaç güne salar adam bizi. Erkek ol azıcık." Azarladı onu Ayberk.

"Kimin suçu acaba? Tahrik oldukça beni banyoya kapatıp kapatıp kendisini tatmin ettirdikten sonra en heyecanlı yerinde giden kimdi?" Uras sinirlendi biraz. Acı çekiyordu.

"Of tamam be ağlama. Bu gece gizlice otele gidelim. Baban bayılır zaten, yokluğumuzu fark etmez."

"Babamı İpek'in evine de atabiliriz."

"Olmaz öyle adamı kovmuş gibi olur, ayıp." Vurdu başına.

"Biraz dokunayım be sana delireceğim."

"Az önce iş üzerinde konuşurken sakindin gayet." Göz devirdi.

"Çocuklar hadi!" Cemil tekrar seslendi.

"Ayberk." Yalvaran bakışlar attı ona.

"Tamam ulan tamam. Bıktım senden de libidondan da." Cemil'i kontrol edip ayağa kalktılar.

"Geliyoruz!" Ayberk neşeli bir şekilde seslendi.

"Oltayı hazırlıyorum ben! Acele edin!"

"Tamam kayınbaba!" Ayberk önde Uras arkada giderlerken Ayberk fark ettirmeden elini Uras'ın penisine atarak, okşamaya başladı. Uras git gide sertleşince korksa da başka çare bırakmıyordu ağlak sevgilisi. Neyse ki babası balık tutmaktan ve oltadan gram anlamadığı için oltayla boğuşuyordu. Uras arkadan sıkıca sarıldı Ayberk'in beline ve sürtünmeye başladı. Böylesi daha iyiydi. Bu durumdan büyük haz alıp ohlarken Ayberk de azmaya başlıyordu ne yazık ki. "Dur çabuk." Uzaklaşmaya çalışıyordu ondan. Ancak Uras izin vermedi. "Baban görecek, rezil olacağız." Gergindi. Yakalanırsa utancından ölebilirdi.

"Beni tahrik edip edip kaçtıklarına say."

"Oğlum senin baban, benim değil. Manyak mısın?" Sinirlendi. Kalbi deli gibi atıyordu. "Ayrıca yürürken çok tuhaf oluyor." İçi gıdıklanmıyor da değildi.

MAHALLE ABİSİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin