Bölüm 39

920 60 55
                                    


Saat gece yarısını geçmiş ve ilk kez seks yapmadan uyumuştu ikili. Daha doğrusu Uras. Ayberk bu duruma kafayı takarak, sessiz bir şekilde ayrıldı yanından. Banyoya geçip aynada baktı kendisine. Bir süredir sporu aksattığını fark etti. Bin bir emekle elde ettiği karın kaslarını kaybetmek istemiyordu. Aynısı kol ve göğüs kasları içinde geçerliydi. Onun haricinde iyi görünüyordu. Cildi bile eskiye göre parlıyordu. O zaman Uras neden bu gece dokunmamıştı ona? Seksi mi değildi yoksa artık?

Aynada kendisine baka baka sorgulamaya devam ederken, saçmaladığını fark etti. Banyodan ayrılıp salona geçti ve şınav çekmeye başladı. Kaslarını sabit tutmalıydı. Uras'ın onları sevdiğini çok iyi biliyordu. Kaybederse bir daha yapması zaman alacaktı bu da ikinci bir nedendi.

Deli gibi peş peşe 70 şınav çekti ve durdu. Eskiden olsa 90 çekebilirdi. Paslandığını düşünerek iç çekti. Ara verme kararı alıp oturdu koltuğa. Camdan şehrin manzarasını seyretmeye başladı. İçeride uyuyan sevgilisini düşündü bir an. İlk gördüğü günü hatırladı. Giydiği takım ona gerçekten çok yakışmıştı. Onu görünce ne kadar havalı ve kaliteli olduğunu düşünmeden edememişti. Kıskandığı için host olabileceğini dahi düşünmüştü.

Aptallığına güldü. O gelmiş geçmiş en harika adamdı hayatında ki. Ömrü boyunca ona öğretileni yapmış ve benliğini unutmuş, aslında kayıt bir ruh. Neyse ki kader bir araya getirmişti onları. O ilk öpücükte kalbinin nasıl çarptığını unutamıyordu bir türlü. Öfkelenip yumruk atması gerekirken adamın evinde, aynı yatakta geçirmişti geceyi büyük bir heyecanla. Belki o gece bile tamamdı bir şeylere... bilemiyordu.

Koltuğun yastığını alıp yüzüne bastırdı utançla ilk yattıkları geceyi düşününce. Uras saten takımlar içinde harika görünüyordu. O an daha çok vurulmuş olabilirdi belki de. Teni kaz tüyü gibi geliyordu Ayberk'e. O gece dokunmayı ne de çok istemişti oysa.

Başını geriye yasladı ve sırıttı tavana doğru bakarken. Geçmişe bakınca Uras'ın sürekli mahallesine gelmesi. Feyyaz'ın ve diğerlerinin dil çıkartıp, salya akıttığı bir adamın sürekli ayağına gelmesi, konuşmaya çalışması, kartını verip ofisine davet etmesi... hepsi hoşuna gidiyordu aslında. İlk göz göze geldikleri andan beri bir çekim hissediyordu aralarında. İkisi de birbirlerine baktıkları gibi bakmıyorlardı diğerlerine.

Mahallenin abisi olduğu için hemen yumuşamak olmazdı, o yüzden öfkeli ve saldırgan bir çizgi de ilerledi. Ancak uzun süre direnemeyeceğini o da biliyordu. Bir mıknatısın zıt iki kutbu elbet çekecekti birbirlerini, nitekim öyle de olmuştu. 

O gece gerçekten de bilincini yitirecek kadar sarhoş değildi. Başka evet öyleydi ama sonrasında ayılmıştı hemen. Uras'ın dokunuşlarını, tutuşlarını, öpücüklerini iliklerine kadar hissediyordu. Sarhoş gibi takılmaya devam etmişti çünkü utanıyordu. Ağırlığını korumak için çok çaba harcıyordu. Bir anda kucağına atlayamayacak kadar gururluydu en nihayetinde.

O gece kendilerini rahatsız eden o garsonlara o da kızgındı. Sonrası neyse ki güzeldi. Uras'ın evinde, Uras'ın kollarında bebekler gibi uyumuştu. Başta onu öpmek için sarhoş numarasına başvursa da şerefsiz güzel savuşturmuştu kendisini. Bunları hatırlayınca çattı kaşlarını. O gece sabaha dek oynaşmak istiyordu oysa ki onunla. Üzerine atlamak için çoktan hazırdı ama onun hamle yapmasını istiyordu. Onun tarafından arzulandığını her defasında görmek ve hissetmek duygusunu tatmak istiyordu. 

Ama o şerefsiz eve geçince saatini kontrol etmiş ve uyumaları gerektiğine karar vererek uyumayı seçmişti! Ayberk daha da sinirlendi düşününce. Şimdi de aynısı oluyordu. Bu durum canını çok sıktı. Uras onu sürekli isteyecek ve arzulayacaktı Ayberk de onu süründürecekti. Plan buydu! Nasıl tam tersi olabilirdi? Yoksa başkaları da mı vardı?

MAHALLE ABİSİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin