İpek ve Ayberk o olayın akabinde daha barışçıl yaklaşırlarken birbirlerine Uras'a düşman kesildiler adeta.
"Seri katil olabilir, haberin olsun."
"Ay yok be, onu programına dahil edemez. Plan dışı gelişen en ufak bir şeyde asabı falan bozulur." İkili onun hakkında atıp tutarken araç nihayet durdu.
"Geldik." Ayberk sevinçle arabadan inmek isterken yabancı bir mekanda olduğunu fark etti.
"Burası neresi?" Kafasında kurmaya başladı hemen. "Kaçırdınız mı beni gerçekten?! Dikkatimi dağıtıp unutturdunuz mu bana? Size inanamıyorum! Abi-kardeş ne biçim insanlarsınız?! Gerçi biriniz robot ama olsun. İnanamıyorum! Bütün bunları hak etmiyorum. İyiliğin karşılığı bu o-" Ayberk durmak bilmeden konuştuğu ve Uras da anlamsızca kendisine baktığı için İpek'in aklına şeytani bir plan geldi. Sinsice sırıtarak ikilinin enselerinden kavrayarak yüzlerini birbirlerine doğru sertçe yaklaştırdı ve dudaklarının birbirlerine değmesine neden oldu. Ayberk de bu sebeple susmuştu zaten.
"Ahahahaha harikaydı! Yüzünüzü görmelisiniz!" İpek onların bu kafa karışıklıklarından yararlanarak resimlerini çekti dudakları birbirlerine temas ederken ve sonrasında karnını tuta tuta gülerek indi arabadan. Yüzlerine flaş yiyene dek şoktan çıkamayan ikili, örtülen kapı sesiyle hızla uzaklaştı birbirinden. Ayberk kolsuz tişörtüne sildi dudaklarını yüzünde tiksinç bir ifadeyle. Uras ise önüne döndü, saatini kontrol etti her zaman ki gibi. Ayberk gıcık olmuştu onun bu ifadesiz haline. Küfürler savurarak arabadan inmek isterken Uras kilitledi kapıları.
"Ne halt ediyorsun lan?! Aç kapıyı!" İkisi de o kötü şaka hakkında konuşmak istemiyordu.
"Bunun için vaktim yok, üzgünüm." Uras her şey yolundaymış gibi araba sürerken Ayberk onun neden dudaklarını dahi silmediğini anlayamıyordu.
"Beni eve mi bırakacaksın?" Uras cevap vermedi. "Evim ters istikamette bilgin olsun." Uras konuşmamaya devam ediyordu. "Oğlum diyorum ki evim ters yönde! Beni nereye götürüyorsun?!"
"Sabah önemli bir görüşmem var, uyumalıyım."
"Sana bunu mu sordum sence? Benim ağzımdan çıkan kelimeler sana ulaşırken acaba anlam kaybı mı yaşıyor? Başkalaşım falan mı geçiriyor?!"
"Neredeyse geldik." Ayberk anlamsızca etrafa baktığında yüksek katlı lüks evlerin olduğu bir yere vardıklarını fark etti.
"Vay anasını satayım kaç katlı bu bina? Vay anam vay. Say say bitmez." Merakla etrafa bakınmaya başladı. "Sence şu binada kaç daire vardır?" Uras oralı bile değildi. "Tahminen 16-17 katlı bir bina. Her katta 6 daire olsa mesela, üf ne para ama." Gözleri bayram ediyordu düşünürken. "Kirası ne kadardır sence buraların? Kiranın 60 bin olduğunu düşünsek, yok ya burası daha fazla eder. 120 bin diyelim bence. 5 dairen olsa helalinden 600 bin cepte. Güzel para hocam. Değil mi?" Binalar kaybolup yerini karanlığa bırakınca kendisine geldi. "Lan nereye gidiyoruz biz?! Beni evine atıp seksi bedenimden mi faydalanacaksın?!" Eliyle alt bölgesini kapadı hemen. ARaç otopark içinde gezinirken, etrafta ki lüks araçlara bakmadan edemiyordu. "Üf be şu fıstığa bak. Rüyamda bile binemem şöyle bir güzelliğe." İç çekerek kırmızı Porche'a bakıyordu. "Oha lan şu da Ferrari mi? Millette para bok gibi tabi. Helal olsun ne diyelim. Adamlar çalışıp, kazanıyor."
"Geldik." Uras'ın umursamazlığı had safhaydı artık onun için.
"Beni cidden evine mi getirdin?" Hayret ediyordu.
"Kusura bakma. Hepsini telafi edeceğim." Uras araçtan inince mecburen Ayberk de indi. Araba oldukça lüks ve konforluydu ama burada uyuyamazdı en nihayetinde. Lüks bir semtte tek gecelik ufak bir yatı olarak düşünecekti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MAHALLE ABİSİ
FanfictionBir mahalle abisi ile bir CEO'nun aşkını konu alan bu kitapta gidişat nasıl olacak hep birlikte keşfedelim.