Bölüm 9

1K 74 51
                                    

Uras doğrudan evine gitti. Eşyalarını olmaları gereken yere yerleştirip, üzerini soyundu. Adımlarını banyoya yönlendirip, ılık suyun altına attı kendisini. Kız kardeşinin ağlayıp, zırlayarak banyoya koydurduğu şampuanı aldı eline. Daha önce hiç kullanmadığı halde kokusuna alışıktı. Bir süre tepesinden su akarken elinde ki şampuan şişesine baktı. Belki bu işe yarayabilirdi. Kapağını açıp, eline döktü. Elini burnuna yaklaştırıp kokladı ancak anımsadığı kadar güzel kokmuyordu sanki. Emin değildi.

"Kalitesi biraz düşük, sorun olur mu ki?" Elini durulayarak şampuanı yerine koydu. Düşüncelere dalarken her zaman ki şampuanını eline alıp, avcuna döktü ve köpüklemeye başladı saçlarını. Nasıl teşekkür edeceği konusu onu strese sokuyordu. Daha önce böyle bir durumda kalmadığı için oldukça tecrübesizdi. Karşısında ki ise bir erkekti ve oldukça değişik bir yapısı vardı. En doğru en mükemmel şekilde bunu yapmak istiyordu. Hatayı sevmezdi. Plan dışı gelişen herhangi bir durumdan rahatsız olurdu. En ufak detayına kadar planlaması gerekirdi. Bunun için ise bol kaynağa ve fikre ihtiyacı vardı.

Durulandıktan sonra yere serdiği ayak havlusuna bastıktan sonra vücut havlusu ile kuruladı vücudunu. Havluyu beline doladıktan sonra saç havlusunu saçlarına dolayıp, yüz havlusu ile kuruladı yüzünü. Banyo dolabını açıp bakımını yapmaya başladı. Teker teker yüz bakım ürünlerini kullandıktan sonra sıra vücut için olan kremlerine geldi. Dirsekleri için kullandığı kreme elini attığında bir süre bakakaldı. Gerçekten tüm bunca şeye sahip olması tuhaf mıydı? Dirsek kreminden bile haberi olmayan birisine nasıl teşekkür edilirdi ki? Saten gecelikten nefret ediyordu, içinde harika göründüğü halde... İç çekerek dirsek kremini döktü eline ve dirseklerine sürerek , ovaladı. Dizi için olan kremi de sürdükten sonra koltuk altı için krem deodorantını sürdü. Son olarak dişlerini de fırçalayarak bir saatlik bakım serüvenini bitirdi.

Susadığı için adımlarını mutfağa yönlendirdi. Dolaptan vitaminli su alarak, kapakta ki vitamin haplarıyla birlikte içti. Bardakta ki son yudumunu içerken gelen bildirim sesiyle soluğu telefonun yanında aldı. Mesaj gürültücü kardeşindendi. Mesajı sola kaydıracakken yanlışlıkla tıklayınca gördüğüne inanamadı. İçtiği su az daha boğazında kalacaktı.

"Bu da ne?!" Gözlerine inanamıyordu. Hemen o anı düşündü. Bir flaş sesi hatırlıyordu ancak bunları düşünecek vakti olmadığı için dikkat etmemişti. Tam kardeşinden beklenen bir hamleydi. Cevap vermek yerine görmezden geldi. Sil dese de silmeyecekti, biliyordu. "Uyumalıyım." Saatini kontrol ettikten sonra bardağını makineye yerleştirip, telefonunu şarja taktı. Odasında kesinlikle radyasyon yayan hiçbir şeye izin vermiyordu... Ardından odasına geçip, kumanda ile önce perdeleri kapattı, ardından klimayı açtı. Hala havlu ile gezdiğini fark edince dolaba yöneldi. Beyaz saten geceliğini giyerken, gözü pamuklu şort ve tişörte takıldı. Yarın hafta sonuydu. Programı yoğun olsa bile bir şekilde planına dahil etmesi gerekiyordu. "İyi geceler." İstemsizce pamuklu pijamaları okşayıp, dolabı kapattı. Yatağına yönelip, ellerini art arda iki kez birbirine vurup ışığın kapanmasını sağladıktan sonra gözlerini yumdu.


***********


Ayberk her zaman ki gibi annesini söylenmeleri ile günü selamlıyordu.

"Anladık be kadın sus!" Kalktı yataktan öfkeyle.

"Yaşıtların iş güç sahibi, evlendi aile kurdu sen hala dana gibi yat!"

"Evleneyim de karım da beni mezara soksun, babama yaptığın gibi!"

"Benimle düzgün konuş işe yaramaz serseri! Şu odanın haline bak. Köpek bağlasan yaşamaz. Pü, şu kokuya bak. Leş gibi leş." Hızla perdeleri çekip, camı açtı. "Şuna bak her yeri bok götürüyor. Her yer her yerde!" Söylene söylene yerde ki kirlileri toplamaya başladı. "İnsan mı yaşıyor hayvan mı bilemiyorum artık!"

MAHALLE ABİSİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin