Ayberk kafa dalgınlığı ile Uras'ın evinde buldu kendisini. Kapının önünde farkına vardı. Buraya kadar nasıl geldiğini bilmiyordu. Cebinde vibratör gibi titreyen telefonunu fark etti. Eline aldığında sayısız cevapsız arama olduğunu gördü. Arayan da Urastan başkası değildi. Telefonu cevaplamak için açtığında elinden düştü yanlışlıkla. Yere düşüp kırılan telefon kapanınca omuz silkip, orada bıraktı onu ve kapı şifresini bir süre düşündükten sonra girip, içeri girdi. Yol boyu üstündekileri soyunarak nihayetinde yatağa ulaştı. Yorganı kaldırıp altına girdi sadece boxer ile. Beyni hiçbir şeyi algılayacak konumda olmadığı için kısa sürede içi geçti ve uykuya daldı.
Bir süre sonra duyduğu bağırış ve çağırış sonucu araladı gözlerini. Neler olduğuna anlam veremezken Urasla göz göze geldi.
"Uras?" Başını kaşıdı anlamsız anlamsız bakarken ona.
"Ayberk sen nerelerdesin?!" Sımsıkı sarıldı ona, kucakladı onu.
"Uyuyordum." Hala anlam veremiyordu.
"Endişeden ölüyorum sandım! Neden açmadın telefonu?"
"Telefon mu?" Şaşırdı. "Ha~, kırıldı o." Aptalca güldü.
"Ne oldu? Neyin var senin? Hiç normal görünmüyorsun." Uras daha da endişelendi.
"Uykum var biraz." Gözlerini kapattı.
"Ayberk, aç gözlerini ve bana bak."
"Bırak da uyuyayım. Oynaşacak havamda değilim." Reddetti onu. Yorganına sarılarak uyumaya devam etti. Uras onun için daha da çok endişelenmeye başladı.
"Hastaneye gitmeliyiz. Bu böyle olmaz." Çıplak olduğunu fark edince onu giydirdi şikayetlerine rağmen. Ardından kucaklayarak ayrıldı evden. Ayberk sızlanıp uyumak istediğini söylese bile dinlemedi onu. Asansör gelince bindi hızla ve otopark katında indi. Hızla aracına yönelip, bindirdi koltuğa. Emniyet kemerini taktığı sırada Ayberk koluna sarılarak ağlamaya başladı. Hal böyle olunca hareket etmedi ve ağlamasına izin verdi. Sakinleşene dek içinde ki hislerini boşaltmasına izin vermesi gerektiğini çok iyi biliyordu.
"Biliyor musun ben aslında erkek değilmişim?" Ağlıyordu. "Yalanmış!"
"Seni olduğun gibi seviyorum sevgilim." Saçları arasına öpücük kondurdu. Ayberk daha sıkı sarıldı kollarına.
"Hipnozla beni erkek yapmışlar! Erkekleri sevmeyeyim diye!" Uras bu cümleden sonra bahsettiği şeyin gey olmak olduğunu kavradı.
"Senin için zor olmuş olmalı." Ses tonu çok şefkatliydi. Ayberk başıyla onayladı. Kollarını ona doğru kaldırdı. Bu kucak istediği anlamına geliyordu. "Evde de halledebilirim sanırım." Duymayacağı şekilde söyledi ve kucakladı onu. Aracı kilitleyip asansöre geri bindi ve doğrudan eve gitti. "Ben yanındayım ve asla gitmeyeceğim. Bunu biliyorsun sevgilim." Ayberk başıyla onayladı. Nihayet eve girdiklerinde odalarına geçti aynı şekilde. Anlaşılan şoktaydı ve bir süre dinlenmek ona iyi gelecekti. "Biraz uyumak ister misin bebeğim?"
"Sen de uyuyacak mısın?" Çaresizce baktı gözlerine.
"Tek başına uyumana asla müsaade etmezdim zaten." Birlikte uzandılar yatağa ve kolları arasına aldı onu. "Seni çok seviyorum Ayberk, iyi ki varsın sevgilim." Öpücük kondurdu dudaklarına. Ayberk de karşılığında başını sallayarak daha da sokuldu ona, adeta sığınır gibi. Uras büyük bir memnuniyetle çepeçevre sardı onu ve izlemeye başladı uyurken ki Ayberk'i. Güzelce uyuyabilsin diye saçını okşamayı ihmal etmedi tabii.
********************
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MAHALLE ABİSİ
FanfictionBir mahalle abisi ile bir CEO'nun aşkını konu alan bu kitapta gidişat nasıl olacak hep birlikte keşfedelim.