Bölüm 20

1.1K 54 107
                                    


Feyyaz kabus günü geride bırakarak, işten ayrılma kararı aldı. Onca şeyden sonra orada devam edemezdi zaten. Ancak şimdi ne yapacağını bilemiyordu. Odasında oturmuş kara kara düşünürken, annesi kapıyı tıklatarak girdi odasına.

"Bir sorun mu var oğlum? Hiçbir şey yemedin tüm gün?" Kapıyı kapatıp, yanına oturdu. Şefkatle elini okşuyordu.

"İşten ayrıldım anne." Tek sefer de söyledi.

"Ters bir şeyler mi oldu? Neden?" Feyyaz azarlanmayı beklerken aksi bir tepki gördüğü için şaşırdı. Annesi sinirlenip, bağırıp çağırmayacak mıydı ona?

"Kızmadın mı?" Şaşkınlığını dile getirdi.

"Neden kızayım Feyyaz?" Elini nazikçe yanağına götürdü oğlunun ve okşadı. "Kötü bir şey olmasa işten ayrılmayacağını bilecek kadar iyi tanıyorum seni oğlum. Canını sıkacak ne yaptılar?" Feyyaz'ın gözleri doldu. Annesini ilk kez böyle anlayışlı görüyordu. Ağlayarak boynuna sarıldı annesinin. Kadın onu ilk kez böyle gördüğü için daha da endişelendi. Her ne yaşandıysa feci bir şey olmalıydı oğlu için. Rahatlatmak için sırtını sıvazlamaya başladı. 

"Anne!" Hıçkırarak ağlamaya başladı. Tüm bu yaşadığı şeyler onu yapayalnız hissettiriyordu. Derdini anlatabileceği kimsenin olmaması acıtıyordu canını.

"Canım yavrum. Ağla annem. Acın dinene kadar ağla. Annen yanında, seni sonsuz sevgisiyle saracak." Feyyaz bu tatlı laflar üzerine daha da çok ağladı. Öyle çok ağladı ki babası bile endişeyle girdi odasına.

"Neler oluyor?" Annesi oğlunun saçını şefkatle okşarken, diğer eliyle kocasına gitmesi için işaret etti. Oğlunu üzen şey her neyse gerçekten derinden sarsmış olmalıydı ki, bu haldeydi. İkili saatlerce o halde kaldılar. Feyyaz'ın yaşları bir süre sonra dindikten sonra ağırlaşan göz kapakları onu annesinin dizlerinde tatlı ve derin bir uykuya sürükledi.


**************


Özgür babası ile beraber eve giriş yaptığında annesi elinde terlikle onu bekliyordu.

"Selam anne!" Gülümseyerek yanağına öpücük kondurdu kadının.

"Sen bugün ne halt ettin gene bakayım?!" Sesi öfkeliydi.

"Bir sorun mu var hayatım?" Kocası da eşini diğer yanağından öptü.

"Sen sus bakayım. Seninle sonra hesaplaşacağım." Kocasını kenara itti ve Özgür'e döndü. "Evet, seni dinliyorum." Terliği avuç içine vurmaya başladı tehditkar bir şekilde. Bu Özgür'ün dikkatini çekti.

"Anne o terlik neden elinde? O el için değil, ayak için. Ayağına giymen gerekiyor yani."

"Evet, haklısın oğlum. Ancak terliğin farklı kullanımlarını öğrenme fırsatı buldum yakın zamanda. Nasipse ilk denememi seninle yapacağım."

"Öyle mi? Nasıl olacak o?" Heyecanla parıldadı gözleri.

"Sevilay, düşündüğüm şeyi yapmayacaksın herhalde?" Baba araya girdi hemen.

"Sana çekil kenara demedim mi az önce ben?" Öfkeli bakışları kocasına döndü. Özgür olan biteni kesinlikle anlamıyordu.

"Ne hakkında konuşuyorsunuz?" Masum masum baktı yüzlerine.

"Sen bugün şirkette ne rezillikler yaptığını anlat bakayım bir." Terliği sıkıca kavradı.

"Rezillik mi?" Anlamadı. "Her zaman ki gibiydi."

MAHALLE ABİSİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin