Gece yarısı saat 02:22'yi gösterirken mahalleden bir çığlık sesinin yükselmesiyle Ayberk yatağından fırladı bir ok gibi.
"Ne oluyor lan?!" Ne olduğunu anlamak için camdan bakmak yerine kısa şortu ve kolsuz sporcu tişörtü ile kendisini sokağa attı ayağında terliklerle birlikte. Annesinin arkasından söylendiğini duyabiliyordu.
"Anca kabadayılık yap seni serseri! Sen adam olacaksın da ben göreceğim. Hey yavrum hey." Annesinin bunları söyledikten sonra yorganı kafasına çekerek yattığına emindi. Onu her zaman ki gibi boş vererek sağa sola bakınmaya başladı. Etraf sokak lambasının zayıf ışığıyla aydınlandığı için net olarak göremese de mahallenin başında bir arbede yaşandığını gördü.
"Ne yapıyorsunuz lan?!" Terliklerine rağmen oldukça hızlı bir şekilde olay yerine doğru koşmaya başladı. Görebildiği kadarıyla kızın birini kaçırmaya çalışıyorlardı. "Bırakın lan kızı orospu çocukları!" Hızını daha da arttırarak daha da çabuk varmak istedi oraya. Kalbi hızlı koştuğu için dört nala çarpıyordu.
'Acaba bizim şirket prensesini mi kaçırıyorlar yine?' diye geçirdi içinden. 'Sesi kadın sesi gibiydi ama bilemedim. Bir erkek kadın sesi çıkarabilir ne de olsa, öyle değil mi?' Düşünceler zihninde dönerken, nihayet çırpınan kadının yanına varabildi. Hiç soluklanmadan tekme tokat girişti adamlara. Bir tanesini yakasından sıkıca kavradı. Tam yumruk atacakken tanıdık ifadesi ile şaşırdı.
"Lan yine mi siz?!" Burnundan öfkeyle soludu. "İnsan kaçakçısı mısınız lan siz? Laftan anlamıyor musunuz?!" Sert bir yumruk geçirdi. "Burası benim mıntıkam demedim mi? Daha ne bok yemeye buradasınız?!" Hırsını iyice çıkartana kadar yumrukladı adamın suratını. Resmen darmaduman bir hale geldi adamın yüzü, kan içindeydi. Ayberk geri çekildiğinde derin derin soluyordu. Gece gece harika bir adrenalin yaşamıştı ne de olsa.
"Gi-Gidelim." Adamlar yedikleri dayağın ardından arabalarına binerek uzaklaştılar. Ayberk arkalarından küfür salladıktan sonra yerde şok içinde oturan bedene döndü.
"İyi mi- Deli bacı?" Gördüğü tanıdık sima ile şok oldu. "Abi-kardeş fantezi falan mı yapıyorsunuz siz?"
"Ne?" Kız korkudan algılayamıyordu hiçbir şeyi.
"Hiçbir şey." Kızın kötü hissettiğini görebiliyordu ama ne yapmalıydı bilmiyordu.
"Neler oldu?!" Neyse ki Feyyaz belirdi karanlığın içinden.
"Hay ananı-" Damağını çekti Ayberk. "Ne diye dan diye çıkıyorsun? Aklımı aldın gece gece."
"Ne oldu? İyi misin?" Üzerinde ki hırkasını çıkartıp kızın omuzlarına geçirdi. "Hastaneye götürmeliyiz."
"Hastane mi?" Ayberk buna gerçekten gerek var mı bilmiyordu.
"Ya bir şey olduysa? Kontrol ettirmeliyiz." Kızın önünde diz çöktü. "Ben Feyyaz. Biliyorum sizin için yabancıyız ama lütfen hastaneye götürmemize izin verin. Bizler iyi adamlarız." Feyyaz çaresizce anlatmaya çalışırken, kız boş boş bakıyordu suratına.
"Ne anlatıyorsun sen Feyyaz?" Ayberk iç çekti. "Kız şokta şokta. Seni anlamıyor."
"O zaman bir an önce götürmeliyiz. Kusura bakmayın hanımefendi." Onu kucağına alıp, ana yola koştu.
"Lan sapık herif indir kızı yere!" Peşinden gitti hemen.
"Saçmalama Ayberk. Kızı hastaneye götürmeliyiz."
"Bırak ben götürürüm. Sana güvenmiyorum sap bakir seni."
"Sap bakir mi?" Sinirlendi. "Ben sap bakirsem sen nesin amına koyduğum?!" Ayberk sertçe vurdu kafasına.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MAHALLE ABİSİ
FanfictionBir mahalle abisi ile bir CEO'nun aşkını konu alan bu kitapta gidişat nasıl olacak hep birlikte keşfedelim.