Feyyaz ciddi bir baş ağrısıyla açtı gözlerini.
"Dayak mı yedim lan?" Kafasını kaldıramıyordu. Yüzünü ovuşturup, ayılmak için kendisine tokat atarken, yabancı bir odada olduğunu fark etti. "Neredeyim?" Hızlı bir ayılma süreci yaşadı. "Burası neresi?" Doğruldu yatakta hemen ve üstsüz bir şekilde, boxer ile yattığını fark etti. "Ne oldu lan bana?" Panikle doğruldu yataktan. Arka bölgesinde fiziksel acı çekip çekmediğini kontrol etti. Rahatlamış hissetti hemen ardından. "Kestaneyi çizdirmemişiz çok şükür." Yatağın kenarına oturup başını elleri arasına alarak düşünmeye başladı. Gece ne olmuştu ve o neden bu haldeydi?
"Günaydın!" Duyduğu neşeli ve tanıdık sesle irkildi. "Uyanmışsın." Henüz duştan çıkan Özgür ile göz göze geldi. "Başın dönüyor mu?" Saçlarını saç havlusu ile kurularken sordu bir yandan da. Feyyaz'ın gözleri onun ıslak tenine takıldı. Belinde sadece havlu sarılı bir şekilde karşısında duruyordu. Hemen başını çevirdi.
"N-Ne oldu gece?" Korkuyla sordu.
'Kestaneyi çizdirmedik ama birininkini mi çizdik yoksa? Hem de onu.' Kalbi küt küt atıyordu korkudan.
"Hatırlamıyor musun?" Özgür her şey normalmiş gibi gelip, oturdu yanına. Feyyaz o yanına gelince diğer tarafa döndü.
"H-Hasta olacaksın. Üstünü mü giyinsen?"
"Utandın mı?" Sesi daha da keyifli geliyordu. "Önümde yarı çıplak durduğun için sorun olmaz diye düşündüm." İmayla alt bölgesini işaret etti gözleri ile. Feyyaz görmese de anlayabilmişti imasını. Hızla yorganı çekerek, kapadı bacaklarını.
"Başım çatlıyor. Neler oldu?" Berbat bir içici olduğu için, ne içtiğini ne de geceyi hatırlıyordu.
"Hatırlatmamı ister misin?" Sokuldu usulca ona. Feyyaz'ın köprücük kemiği üstünde gezdirdi elini nazikçe. Feyyaz irkilerek, geri çekildi.
"Ne yapıyorsun?" Ayağa kalktı hemen ardından. "Hiç komik değil." Etrafa bakındı eşyaları için ancak göremiyordu. "Giysilerim nerede?" Panik haldeydi. Ne giydiğini bile hatırlamıyordu.
"Feyyaz, sence neden biz ikimiz, bu haldeyiz? Hiç düşündün mü?" Özgür sırtlan edasıyla yaklaşıyordu ona.
"Bi-Bilmiyorum! Aklımla oynama benim." Korkuyordu. Zihni ona oyunlar oynuyor gibiydi. Karşısında ki bedenle uygunsuz şeyler yaptığını düşünmeden edemiyordu.
"Bana yaptığın onca şeyden sonra hatırlamadığını mı söylüyorsun?" Yüzü düştü.
'İşte şimdi boku yedin oğlum Feyyaz.' diye geçirdi içinden panikle. Zihni onunla alay etmiyor, gerçeği söylüyordu besbelli ki.
"Her-Her ne ya-yaşandıysa..." Güçlükle yutkundu. "Sorum-luluk alacağım."
"Bunu duyduğuma sevindim." Özgür sokuldu ona. Elini Feyyaz'ın omzuna atarak, sıktı. "Her şeyin bir karşılığı olduğuna inanırım ben de." Bakışları hiç masum değildi. Feyyaz giyinik olsa bile çırılçıplak hissederdi kendisini.
"Ho-Hop, sakin ol." Uzaklaştırdı onu. "Bana neler oldu onu anlat." Oturup düşünse belki bulabilirdi ancak onun varlığı kendisini daha da panik hale soktuğu için düşünemiyordu.
"Hadi kahvaltı yapalım." Saçını kuruttuğu havluyu Feyyaz'ın yüzüne atarak dolabına yöneldi Feyyaz'a delici gözlerle bakarken. "Sakın bakma." Göz kırpıp önüne döndü. Feyyaz refleks olarak havluyu uzaklaştırıp, sırtını döndü ona elleriyle gözlerini kaparken.
"A-Ayıp oluyor ama. Delikanlı adamsın, hiç yakışıyor mu?" Özgür cevap vermek yerine havlusunu indirdi. Feyyaz yere düşen havlu sesini duyabilmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MAHALLE ABİSİ
FanfictionBir mahalle abisi ile bir CEO'nun aşkını konu alan bu kitapta gidişat nasıl olacak hep birlikte keşfedelim.