Bölüm 57

247 23 6
                                    


Leo gözlerini araladığında içinde bulunduğu durumu fark etti. Hemen kalkmak istedi ancak başarısız oldu. James omzundan tutarak, bastırdı onu yere.

"Yaramazlık yapmamalısın küçük aslancık." Leo'nun omzunda ki elini yavaşça koluna doğru indirip, oradan da eline indi. Leo sessizce takip ediyordu onun elini gözleriyle. Kendi elini kavramasına izin verdi. Nasıl yaptığını bile fark edemeden, kravatla onun bileğine bağlandı. Bileğini geri çekse de, bir işe yaramadı. "Şş..." James susması için eliyle işaret yaptı. Leo neden karşı koyamadığını bilmiyordu. Dizleri ağrımaya başlayacaktı böyle oturduğu için ama yere çakılmış gibi hissediyordu.

James bilekten bağlı ellerinin parmaklarını birbiri arasından geçirerek, kenetledi sıkıca. Leo bu harekete nedense yükseldi. İçinde bir yerlerin kıpırdadığını biliyordu. Dudakları nedensizce aralanırken, gözünü pantolonun için de şişkinliği ile varlığını fazlasıyla belli eden, penise çevirdi. Ona dokunmak istiyordu ama bunu yapmadı.

James keyifle tepkilerini izliyordu. Aldığı nefes dahi tahrik ediyordu. Atmosfer git gide daha garip bir hal alıyordu. Leo ilk geceden farklı ilerleyen bu gecenin verdiği heyecanla terlemeye başlıyordu.

"Jam-" James işaret parmağı ile susturdu onu. Leo yutkundu. Kesinlikle onun tarafından kontrol ediliyor ve bunun sonucunda yutulmak istiyordu. Yutkunmaları giderek daha da derinleşirken, James ayakkabısının ucunu pantolon üzerinden Leo'nun penisine daire çizerek, sürtmeye başladı. Leo başını eğip, bakmak isteyince ise izin vermedi. Göz kontağını kaybetmek istemiyordu. Leo nedensizce sertleşiyordu. Hormonları sert bir seks için çıldırıyordu.

"Çok güzel..." Sesi oldukça sakin ama bir o kadar da tahrik ediciydi. Leo daha hiçbir şey başlamamış olmasına rağmen aklını yitirmek üzereydi. 

James daha sonra durup penisin üzerine bastırdı hafifçe, daha sonra baskıyı arttırdı. Leo istemsizce inlerken, bedeninin tahrik oluşu karşısında çaresiz hissediyordu. James neyi hedefliyordu bilmiyordu ama daha şimdiden fazlasıyla tahrik etmişti.

"J-James..." Aldığı hazla aralandı dudakları ve o aralığa James'in parmakları girdi. Leo kendisini onun parmaklarını emerken buldu. Nasıl bu kadar çok tahrik edebilirdi kendisini? Aklı almıyordu. Bu adam ne yapıyordu kendisine?

James parmaklarını ağzından çıkartıp, kendi dudaklarına yaklaştırdı. Göz temasını kesmeden diliyle yaladı parmaklarını. Leo o dudaklara erişmek ve öpmek istiyordu onları. Parmaklarını kendi ağzına soktuktan sonra çıkarttı tekrardan ve uzattı Leo'ya. Leo kendisini bile şaşırtacak bir hız da ağzına aldı o parmakları ve emmeye başladı bir öncekine göre daha güçlü bir şekilde. James keyifle önünde ki tabloyu seyrederken, kenetli ellerini yaklaştırdı dudaklarına. Leo'nun el sırtını yalamaya başladı o kendisini emerken. Leo boşalacak gibi hissediyordu daha şimdiden.

Boğuk inlemeler bırakırken, James öpücük kondurduktan sonra eline, hava da asılı bıraktı ellerini. Leo'nun dudaklarına gönderdiği parmaklarını geri çektiğinde Leo homurdandı. Onun bu haline gülümseyerek, ensesinden bastırarak, yüzünü bacak arasına yaklaştırdı. Leo neler olduğunu anlamasa da, ona karşı koyamadığı için uyum sağladı.

Şimdi yüzü onun dolgun penisi ile karşı karşıyaydı. Pantolon ve baksır aralarında ki tek engeldi. James otoriter bir tavırla yüzünü bastırdı penisine doğru. Leo onu yanağında ve yüzünün her yerinde hissedebiliyordu şimdi. 

James havada asılı duran ellerini, Leo'nun arkasında birleştirerek, iyice sıkıştırdı onu bacak arasına. Leo kendisine bakmak isteyince de, izin vermedi.

"Ne yapman gerektiğini biliyorsun." Leo tüm bu şeyler bir yana sadece onun sesiyle bile boşalabilirdi.

Sanki hep bunu yapıyormuş gibi bedeni ondan habersiz hareket ederek, dişleri ile fermuarın ucunu kavrayarak, indirmeye başladı. Ardından düğmeyi açmak için çaba harcaması gerekti. Fermuarda şanslıydı ama düğme için aynı şeyi söyleyemezdi.

MAHALLE ABİSİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin