Feyyaz kendisine geldiğinde ittirdi hemen James'i.
"What the fuck man?!" (Senin sorunun ne din kardeşim?) Ne hissetmesi gerektiğini bilemeden, başını az önce Özgür'ün dikildiği köşeye çevirdi. Orada yoktu artık.
"Ben bilmiyor... bir anda olmak... sen çok güzeldi ve ben kissmek seni." Feyyaz her samimiyet kurduğu adamı kendisine aşık etme hastalığına yakalanıp yakalanmadığı konusunda derin düşüncelere daldı. Hayır Özgür sayesinde öpülmek artık tuhaf gelmiyordu da, ulu orta yerde bunu yapmak biraz şeydi... Gerçi ne düşündüğünü o da bilmiyordu. İyice aptala bağladığı için nefret etti kendisinden. "Özür Beyaz."
"Beyaz değil Feyyaz! Fey-yaz!" Öfkeyle bağırdı ona. Sonra ise hatasını fark etti. Bu kişi onun müdürüydü. Kendisini kaybedip müdürüne sesini yükseltmişti.
"Oh söylemek çok zor olmak."
"Bağırdığım için özür dilerim." İşini kaybetmek istemiyordu. "Bir daha beni öpme. Biz arkadaşız, tamam mı?" Yunan büstü gibi adama da 'Sadece arkadaşız.' demek de tuhaf geliyordu. Özgürden ötürü sanırım geylik bulaşmıştı ruhuna bir parça... Ayberk yüzünden de olabilirdi.
"Yes, tabii." Gülümsedi yeniden. Feyyaz kesinlikle bu gülümsemeyi sevmişti.
"Hadi gidelim. Kahven buz gibi oldu."
"Buz mu oldu?" Açıp baktı kahvesine. "No, bu hot kahve, no buz." Feyyaz her şey yolundaymış gibi davranarak güldü onun bu aptal hallerine.
"Yani cold." Anlayacağı şekilde söyledi.
"Oh bu kahve cold olmak! Anladım." Mutlu görünüyordu. "Evet, biraz buz ama olsun."
"Bu şekilde şirketin önünde sabahlayacağız. Eve gidelim artık."
"Ne?" Aniden irkilince Feyyaz da korktu.
"Ne oldu?"
"Sen evime gelmek? No sen demek biz dost! No Beyaz no!" Olumsuzca salladı başını. Feyyaz iç geçirdi bıkkınlıkla.
"Saçmalama da yürü hadi. Üşüdüm. Eve gidelim!"
"Bak sen yine dedi ben demedi!"
"O anlamda değil. Ben kendi evime, sen kendi evine yani." Anlamış gibi kafa salladı. Bunun üzerine derin bir oh çekti Feyyaz. "Yürü hadi." Kolundan çeke çeke sürüklemeye başladı peşinden.
***********
Feyyaz'ın takıldığı artistlere benzeyen adamı görmemek mümkün değildi Ayberk için bile.
"Oha lan kim bu herif? Boya bak, maşallah bak bak bitmiyor." İstemsizce dile getirince Uras'ın kıskanç bakışlarına yakalandı. "Feyyaz ile takıldığı için... ben tanımıyorum zaten." Toparlamaya çalıştı. Uras'ın sessizliği en korkutucu şeydi, çok iyi biliyordu. "Ama sen de hep kıskançlık yapıyorsun! Kaynanamla mı uğraşayım, annemi çalmaya çalışan baldızımla mı yoksa kocamla mı uğraşayım? Feyyaz da var tabi. Kaça bölüneyim ben Allah aşkına? Hiç Ayberk nasıl diye düşünen yok." Kendisine acıyor gibi davrandı.
"Bitti mi?" İfadesizdi ama o korkunç aura çok net hissediliyordu.
"Yok birkaç şey daha var tabii... eklemek isterim yani."
"Neymiş?" Ayberk bir anda şarkı söyleme moduna girdi.
"Sen... sen benim için sıcak bir güneşsin! Bugünlerim , yarınlarım her şeyimsin benim." Sevimlilik yapsa da Uras hiç yumuşamış gibi görünmüyordu. "Bu da mı gol değil hocam? Bu da-" Konuştuğu esnada Uras sertçe kavradı çenesini. Dudakları Uras'ın parmaklarının kavrayışından dolayı yamulurken, Uras'ın dudakları eklendi hikayeye. Büyük bir kıskançlıkla öpüyordu onu hem de şirketin orta yerinde.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MAHALLE ABİSİ
FanfictionBir mahalle abisi ile bir CEO'nun aşkını konu alan bu kitapta gidişat nasıl olacak hep birlikte keşfedelim.