Özgür heyecanlı bir şekilde Feyyaz'ın yanına gidecekken babasından gelen çağrı yüzünden yolunu değiştirmek zorunda kaldığı için tüm günü surat asarak geçiriyordu.
"Ne o? Karadeniz de gemilerin mi battı?" Babası bacak bacak üzerine attığı koltukta purosunun dumanını üflerken irrite olduğu her halinden belli olacak şekilde sordu.
"Bir şey yok baba." Umursamaz davranıyordu her zaman ki gibi.
"Üniversiten için her şey hazırlandı. Üç gün sonra gidiyorsun." Özgür tırnaklarını avcuna geçirdi. Gitmek istemiyordu.
"Gitmek istemiyorum baba." Tüm cesaretiyle söyledi.
"Anlamadım?" Ciddiyetle doğruldu oturduğu koltukta. "Bu da ne demek oluyor Özgür?"
"Burada herhangi bir üniversite de okuyamaz mıyım?"
"Aptal mısın oğlum sen? Git alayını başkasıyla et, beni sinir etme."
"Baba ben ciddiyim." Tüm kararlılığı ile dikti gözlerini babasına. Adam derin bir iç çekti.
"Kime aşık oldun benim akıllı(!) oğlum?" Oğlunu herkesten daha iyi tanıyordu tabii ki. Özgür irkildi bunun üzerine.
"K-Kimseden." Bakışlarını kaçırdı.
"Bu sefer ki erkek mi kadın mı?" Özgür'ün seçici olmadığını bilecek kadar iyi tanıyordu babası onu. Özgür hayret etmeden edemiyordu. Babası bunu nasıl bilebilirdi?
"B-Baba." Ne diyeceğini bilmiyordu.
"Onu da seninle göndereyim ister misin?" Özgür'ün gözleri parladı.
"Gerçekten mi baba?!" Heyecanlandı. Yüzü işte şimdi gülüyordu.
"Neden olmasın? Hevesini alıncaya kadar biraz oyalanırsın." Purosundan bir nefes daha aldı ağır ağır gülerken.
"O öylesine birisi değil baba. O farklı." Ciddiyetle cevap verdi.
"Sen nasıl dersen oğlum." Sehpada ki viskisini eline alarak bir yudum aldı. "E kim bu kalbini çalan şanslı kişi?"
***************
Ayberk her yeni güne uyandığında annesine katlandığı yetmiyormuş gibi bir de İpek'e katlanmak zorunda kalıyordu.
"Anne bu kızı evlatlık mı aldın? Ne diye her gün her gün bize gelip duruyor?" Mutfakta annesi ile birlikte kahvaltı hazırlayan İpek'e öfke dolu bakışlar attı.
"Sen sus bakayım. Haspam. Çık çabuk mutfağımdan." Onu mutfaktan itekleyerek dışarı çıkardı.
"Oluyor mu böyle Neşe teyze?" Açtığı pişi hamurunu hevesle gösterdi. Şekli biraz tuhaf olsa da alkışladı Neşe teyze onu.
"Aferin kız, ne beceriklisin. Maşallah. Eline de pek yakışıyor." İkili bıcır bıcır sohbet ederken Ayberk dışarı attı kendisini. Bugün de sabahı zehir olduğu için sağa sola salça olmaya karar verdi. Sigarasını yakıp, birilerinin gelmesini beklemeye başladı. Elbet birileri yanlışlıkla da olsa sokaklarına girecekti. Bu fırsatı değerlendirerek saldırabilirdi ona. Bu sayede deşarj olabilirdi.
"Bu sabah da kimse yok amına koyayım." Volta atarak beklemeye devam ederken Feyyaz belirdi.
"Bu sabah da sizde sanırım?"
"Valla sorma kardeşim. Evlatlık aldık kızı."
"Annen o kızı sana düşünüyor hocam, ben demiş olayım bak."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MAHALLE ABİSİ
FanfictionBir mahalle abisi ile bir CEO'nun aşkını konu alan bu kitapta gidişat nasıl olacak hep birlikte keşfedelim.