on

3.5K 330 179
                                    

"Niye erken geldin?" Sinem, ağlamaklı bir halde kabanını ve atkısını çıkaran kıza baktı. Ne olduğunu anlamaya çalıştı. Bilge one cevap vermeden üzerindekileri kirli sepetine atmak için banyoya yöneldi. Peşina takıldı kızın.

  Çamaşır makinesinin önünde soyundu. Kıyafetleri tıkıştırarak makineye attı. Geri dönüp salona geçecekken gözü aynadaki aksine takıldı.

  Pantolonun iz yaptığı göbeğine baktı. Kalın üst bacağına. Kısacıktı boyu. Saçları darmadağınıktı. Yüzündeki makyaj oksitlenmişti. Ağladığı için rimeli de akmıştı. Gözleri doldu.

"Bilge korkutuyorsun beni."

  Bilge eliyle yüzünü kapattı. Sonra boynunu geriye atıp ağlamamak için derin nefesler aldı. "Bilgeee..." sinem, küslüklerine rağmen sarmaladı kızı. Omzunda ağlamasına izin verdi. "Arkadaşımın doğum gününe diye çıktın evden. Ne bu halin? Bak korkuyorum."

"Sinem ben çok sıkıldım çirkin olmaktan."

"Ne?" Geriye çekilip arkadaşının suratına baktı. "Kız sen manyak mısın? O nereden çıktı şimdi?"

"Bugün birisi benim için açık açık, hiç lafı dolandırmadan çirkin dedi."

"Kim o hadsiz?" Sinem öyle sinirlendi ki alnındaki damar belirginleşti. "Senin kimseye güzellik borcun yok."

"Var demedi zaten. Çirkin dedi. Bu kadar. Ben..."

"Bilge biz bu konuları yüz kere konuştuk. Güzellik öyle sik kafalının tekinin belirlediği bir şey mi? Hem güzelsin sen." Bilge gözyaşlarını sildi. Yüzünu yıkamak icin lavaboya eğildi. "Şu göte bak kimde var bu göt?"

"Salak!" Güldü kızın yüzü azıcık da olsa.

"Kim sana çirkin dedi. Anlat bir bakayım bana."

"Arkadaşımın arkadaşı. Erkek. Arkadaşıma dedi ki, yatıyorsunuz sanmıştım ama kızı görünce öyle olmadığını anladım."

  Sinem sustu. Çok kırıcıydı. Çok özgüven zedeleyiciydi. Bilge'nin ne hissettiğini anladı. Zira Sinem de çok güzel bir kız değildi. Biraz zayıftı, o kadar.

"Erkeklerin fikirleri seni zerre ilgilendirmesin, lütfen. Allah aşkına onların güzellik anlayışı ne ki? İki meme gördüler mi akılları gider. Takılma şunlara."

  Biliyordu Bilge. Çamaşır makinesinin önünr bağdaş kurup ettikleri sohbet boyunca Sinem'in dediği her şeyin gerçek olduğunu biliyordu. Berkan'ın sözlerine kulak asmamalıydı. Ahu ile kendini karşılaştırmamalıydı. Barış'a karşı içindeki her şeyi öldürmeliydi. Ancak böyle iyi hissedebilirdi.

  Yine de yatağa girip Barış'ın mesajlarını okuduğunda ağlamasına engel olamadı.

Barış:

Eve varınca haber ver
Yanlış anladın Bilge bak bi dinle beni hak vereceksin
O Berkanin da belasini sikecegim
Hatta sike sike ozur diletmezsem adim Baris degil
Bilge gorunce mesajlarima don lutfen
Ben niye senin gelmeni istemeyeyim bak cidden benim orada sinirlendigim berkanin kafasina gore is yapmasiydi
Guzelim ac telefonunu ya
Oraya geliyorum icim rahat etmicek

  Son mesaj yarım saat önce yazılmıştı. Kız korkuyla doğruldu. Barış'ın buraya gelmesi felaketti. Her şeyden önce Sinem kesinlikle ona Barış'ı anlatmamanın cezasını kesecekti. İkinci olarak öyle çok ağlamıştı ki suratı balon balığına benziyordu.

Bilge:
Gelme ev arkadaşım burada

Barış:
Kapıdayım

  Sıkıntıyla söylendi. Çıkardığı kabanı ve atkısını üzerine alıp açtı kapıyı. Sinem'i uyandırmamaya dikkat ederek apartmanın bahçesindeki tanıdık arabaya ilerledi.

"Beni bi dinlesen anlay..."

"Sus Barış. Gerçekten sesini duymak istemiyorum bu gece. Buraya da seni dinlemeye değil, konuşmaya geldim."

"Bak haklısın ama..."

"Benden utanıyor ve çevrene tanıtmak istemiyorsan benimle arkadaşlık etme. Çünkü senin bu düşünceli arkadaş tavırlarından sonra kendi arkadaşını Bilge'yi niye çağırdın, diye azarlaman ikiyüzlülüğüne ben katlanamıyorum."

"Senden utanmak ne ya? Alakası yok."

"Ayrıca..." ağlamamak için dizini sallamaya başladı. "Ben çirkin olduğumun gayet tabii farkındaydım. Kimseden duymaya ihtiyacım yok. Hele senin o varoş zevkli arkadaşından hiç"

"Bilg..."

"Ayrıca çirkinsem çirkinim. Derdi tasası size mi düştü? Ne haddinize böyle konuşmak?"

  Barış derin bir nefes verdi. Kızın titreyen dizine elini attı, durdurdu.  "Öncelikle o Berkan'ın ebesini sikeceğim sen merak etme. İkincisi ben sana çirkin falan demedim, demem de. Evet, seni onlarla tanıştırmak istemedim çünkü korktum. Onların yanında boğuluyorum. Senin yanında nefes alıyorum. Seni de boğarlar diye korktum. Nitekim gayet de haklıyım."

  Bilge dolu gözleriyle bakmaya başladı adama. Bugün ne de çok ağlamıştı. İnanmak istiyordu Barış'a. Söylediği her kelimeye inanmak istiyordu hem de. Ama inanamıyordu.

"Bilge bi bak bana..." Kızın çenesini tutup kendine çevirdi. Gözünün altında kalmış rimel kalıntısını temizlemeye çalıştı. "Ya Berkan sik kafalının teki. Onun söylediklerini sen niye dert ediyorsun. O seni güzel bulsa ne bulmasa ne." Yanaklarını kavradı. "Sen benim için çok değerlisin. Seni üzsünler istemediğim için tanıştırmadım. Lütfen inan bana."

"Ahu'yu niye söylemedin?" Barış'ın ellerini ittirdi. "Madem bana çok değer veriyorsun, güveniyorsun, sevgilini ne diye sakladın ki benden? Napacaktım ben sanki? Gidip birine mi anlatacaktım?"

"Hayır tabii ki!" Bu soruya verecek iyi bir cevabı yoktu. "Ahu en başında söyledi gizlemek istediğini. Yeni diziye başlıyordu, ben de çok popülerdim, tam prim ilişkisi gibi duracaktı. Bir de yaş farkı var... ondan yani. Ben de onu kırmak istemedim."

  Karnındaki bıçak hala dönüyordu.

"Barış bir süre görüşmeyelim."

"Bilge yapma yaa! Bak açıkladım ya sana."

"Evet, açıkladın. Tamam makul da bir açıklama ama bunlar benim duygularımı değiştirmiyor. Ağzıma sıçtı bugün Berkan. Tek kelime etmedin."

"Yemin ederim ettim!"

"Etmedin Barış. Bilge çirkin dedi, sustun. Bana bu diye hitap etti, sustun. Bak dönüp dolaşıp aynı yere geliyoruz işte. Benim sana verdiğim değeri sen bana vermiyorsun."

"Veriyorum. Yemin ederim veriyorum."

"Lütfen uzak dur benden bir süre. Ben sana kıyamıyorum, her seferinde alttan alıyorum ama bana da yazık. Benim canıma da yazık."

  Barış'ın hiçbir şey demesine izin vermeden indi arabadan.

  Barış da arabayı Berkan'ın evine sürdü. Kapıyı açar açmaz adamın suratına salladığı yumruğu kendisinin hak ettiğini biliyordu. Berkan da o yumruğun kendisine atılmadığını bildiğinden karşılık vermedi.

  Evine döndü Barış. Hediyeleriyle salonda baş başa oturduğunda aklına geldi Bilge'nin verdiği paket. Yırttı kartonu. Siyah kaşkolu ve üzerine işlenmiş B harfi sinirlerini bozdu. Çok uzun zaman sonra ağladı. Başka ne yapardı bilmiyordu.

*****

Yorum istiyorumm 🥹

false god // barış alper yılmazHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin