"Bilge kim lan?" Barış, telefon ekranına izinsizce başıni uzatan Berkan'ın kafasını ittirdi.
"Arkadaşım."
"Siktir lan!" Berkan, sarı kafasına bir tokat attı adamın. "Yatıyor musunuz oğlum! Söyle iste. Hatta göster." Bilge'nin profil resmine tıkladığı an Barış kapattı ekranı.
"Arkadaşım diyorum amınakoyim! Ne yatması?"
"Harbi mi lan?" Berkan şaşırdı. "Sen kadınlarla arkadaş olur muydun?"
"Sikecem belanı ha..."
"Ne bilim oğlum! Ahu'dan sıkıldın sandım. Olur mu olur yani."
Barış bıkkınlıkla baktı arkadaşına. Ne dese götünden anlıyordu Berkan onu. "Ben şimdiye kadar kimi aldatmışım da Ahu'yu aldatayım?"
Berkan omuz silkti. Kimseyi akdatmamıştı da Barış'ı tanıdığından beri etrafındaki tüm kızlar ya sevgilisiydi ya da bir süre görüştüğü birileriydi. Hiçbir kızla arkadaşlık ettiğini görmemişti adamın. Zaten Berkan'a göre de bir kadının arkadaşlığını ne yapacaktı?
Yine de ikna oldu. Barış soyunma odasındaki duşa girdiğinde adamın pazar günü düzenlenecek doğum günü organizasyonuna kızı da çağırmak için Bilge'nin numarasını hızlıca kaydetti. Sürpriz bir parti olacaktı.
Oysa zaten Bilge günler öncesinden kara kara düşünmeye başlamıştı Barış'a ne hediye alacağını. Ne alabilirdi ki Barış'a? Kazak mı alacaktı? Napsındı adam onun aldığı kıytırık kazağı? Pahalı bir şey alsa Barış onu bacağından tavana asardı kendisine bu kadar masraf yaptığından. Zaten öyle bir parası da yoktu. Ne yapacaktı?
Nereden geldi aklına hala bilmiyordu ama iş çıkışında bir iplik dükkanına girip atkı örmek için şiş ve ip aldı. 3 gün, gece gündüz ellerini çaĺıştırarak kaşkol ördü adama. Siyah, basit bir atkıydı. Tek olayı, ucuna işlediği B harfiydi.
Kaşkolu bitirdiği gün, yani Barış'ın doğum gününe 2 gün kalmışken aradı Berkan kızı. Partiden bahsetti. "Biz bize olacağız, Kerem'in evinde. Sadece yakın arkadaşlar falan yani. Sen de gel, Barış mutlu olur."
Kabul etmeden önce uzunca bir süre düşündü kız. Barış onu hiç maça davet etmemişti, arkadaşlarıyla tanıştırmamıştı. Yani kısacası işiyle ilgili hiçbir şeye dahil etmemişti Bilge'yi. Bu yüzden kız da tereddüt etti. Adam bunu ister miydi, emin olamadı.
"Ben bilemedim..."
"Ben atarım adresi sana. Pazar akşam toplanacağız, keyfine göre." Berkan kızın ne hissettiğini zerre anlamadan ve ilgilenmeden kapattı telefonu. O üzerine düşeni yapmış, çağırmıştı. Keyfi bilirdi.
Cumartesiyi pazara bağlayan gece, yani 12'den tam 5 dakika önce Bilge aradı Barış'ı. Doğum gününü kutlayan ilk kişi olmak istiyordu. Ama uzun çalan telefon açılmadı. İç geçirdi kız.
Bilge:
Doğum günün kutlu olsunn 🥹
Seni çok seviyorum
Nice güzel, mutlu senelerin olsun 💙(00.00)
Tıenaklarını yiyerek adamdan cevap bekledi 15 dakika kadar. Ama o sırada Barış, yeni yaşını evinde, Ahu ile, başbaşa kutladığından telefonuna bakmayı akıl bile edemedi.
Sabah gördü. Çok mutlu oldu. Diğer tüm mesajları, iyi dilekleri boşverip kıza yazdı.
Barış:
Teşekkür ederim dosttt
Beraberce geçer senelerimiz inşallah 💙
Akşam Kerem'e davetli olduklarından ve dün gece de Ahu kendisinde kaldığından bugün Bilge'yi görmesi pek mümkün olmayacaktı. İçi burkuldu. Oysa takım arkadaşlarından ziyade aslında Bilge ile olmak isterdi bugün.
