Bölüm 9: "YİTİK"

4.7K 182 71
                                    

Hissettiklerimin bir adı yoktu. Bastırılmış duygular, korku ve gözden düşmüş olmak beni nasıl hissettirmeliydi bilmiyordum ancak bir şeyleri net olarak düşünemiyor ve hissedemiyordum.

Bir ressamın hüzünlü ruh hali içerisinde yaptığı tabloya mutlu olduğu an bakması ve burun kıvırması gibi bir durumun içerisindeyim. Her şeyin ve hiçbir şeyin önemi kalmamıştı, sadece rutinimi yaşıyordum.

Pazartesileri erkenden kalkıyor, kahve içiyor, fakülteye geliyor, uğraşılması gerekenlerle uğraşıyor ve gün bittiğinde normal insanlar gibi uyuyordum. Cuma gecesi hiç yaşanmamış gibi gözüküyordu ama rüyalarımı kabusa çeviriyordu. Yine de aynı üniversitede olduğumuzu, ilerideki kapıdan çıksa birbirimizi göreceğimizi bildiğim halde umursamıyormuş gibi kampüste amaçsızca dolaşıyordum.

Dikkatimi önümde yürüyen çömez kız tayfası dağıttı, bir şeyler konuşuyorlardı ve geçen isimler tanıdık olduğu için dikkatimi çekmişti, ister istemez kendimi dinlerken buldum.

"Eski üniversitemin kampüsünde bu kadar yakışıklı çocuklar yoktu," dedi kızıl saçlı bir kız. Uzun ince parmaklarına bakarken dip boyasının geldiğini gördüm. Dudaklarını ısırırken gözlerinden geçen hülyalı bakışları yakaladım. "Arda seni aşar, yani bana da bakmaz. Ama Ömer Faruk sana uygun, hem çok karizmatik," diyerek cümlesini tamamladı.

Sınıf arkadaşım Ömer Faruk ve uzun zamandır cinsel olarak ilişki yaşayan diğer sınıf arkadaşım Buse bunu duysaydı da kavga çıkarsaydı. İlişkilerini, onun kız tayfası dışında, fakültedeki üçüncü senenin ilk günü tesadüfen ben öğrenmiştim ama dördüncü sene başladığında Buse'nin çıplak fotoğraflarıyla ilgili bir dedikodu çıkınca bütün fakülte öğrenmişti.

Çömez kız tayfasına lanet olsun diye iç geçirirken ister istemez göz devirdim. Her fakültenin çömezleri arasında olmazsa olmaz kız tayfasıydı, bu kız tayfası en az üç en fazla yedi kişi olarak, seçilmiş gibi bir araya gelirdi. Çömezliğin getirdiği özgüvensizlik ve biz üst sınıfların aşağılayıcı bakışları nedeniyle başta kampüsteki her erkeğe ağız suyu akıtarak bakarlardı ve sonra işler ailesi burada olmadığı için ya da fazla özgürlük dolayısıyla cinselliğe doğru değişirdi bu da onların artık çömez olmadığını kanıtlardı. Önümdeki tayfa hala çömezdi.

"Doğukan Arınç Balcı..." Esmer bir kızı o ismi söylerken radarıma aldım, iyi bir amaçla söylemeyeceğini bildiğimden saldırıya geçmekte olan bakışlarım kızı hedefledi. "Esmer erkeklerle alay etmesi için yaratılmış adeta."

İşte bu sinir bozucu bir şeydi. O hiçbir zaman bana ait olmamıştı ama kendime istemiştim, duygularımı bastırmaya çalışıyordum ama yüreğimin en ücra köşesi onu bütün kirliliğiyle istiyordu.

O an ne yaptığımı bilmiyordum, öfkelenmiştim, grubun yanına ilerledim, son sınıf olarak yanlarına gelmeme şaşırmışlardı ve her normal çömezin yapacağı gibi bana garip garip baktılar.

"Maalesef tercihi kızlar değil, eşcinselmiş."

Yüzlerindeki ifadeden tatmin olmuş bir vaziyette fakülteme doğru yürümeye devam ettim. Son dersti.

Ders notlarımı sıkı sıkı kavradım ve sonunda karışık zihnimi dağıtmak için Mustafa Amca'nın raporlarına baktım. Kimse, hastasının ölmesini istemezdi. Allah korusun ama Mustafa Amca'nın ölümünü görür gibiydim. Şekeri ve tansiyonu fırlamıştı. Nabzı normalden daha azdı, solunumu ise oksijen takviyesi yapılacak kadar düşüktü, şimdilik yoğun bakımdaydı ama bilinci yerindeydi. Benim çalıştığım yerde ve hastam olmasa da dört senedir çalışmanın avantajıyla ve biraz torpille onu kontrol etme iznini almışım.

BAŞKASIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin