Bölüm 45: "GÜZ"

1.6K 81 81
                                    

Bölüm şarkısı: Florence And The Machine: Long and Lost

-

Başımda hiç dinmeyecekmiş gibi bir ağrı vardı. Bütün vücudum iğrenç bir şekilde ağrıyordu ve göz kapaklarımı açmakta zorlanıyordum. Uzun zamandır hiç bu kadar iyi uyumamıştım ve hiçbir içki beni bu kadar şiddetli bir şekilde çarpmamıştı.

Gözlerimi açtığımda Yağız'ın yatağındaydım ve çıplaktım ama üzerimde beyaz çarşafı vardı ve o yoktu. Hayır, kesinlikle yaptığım şeyden utanmıyordum ama Yağız'la yapmak? Yıllardır bu anı beklediğine emindim ve ben ona bu anı hediye etmiştim, bütün vücudumda tuhaf bir ısınma oldu. Yağız'la yatarak kendi kendime Doğukan'dan intikam aldığımı sanmıştım ama hayır o benim varlığımı umursamıyordu, şu an fazlasıyla zavallı bir duruma düşmüştüm. Aslında kendimi düşürmüştüm.

Su sesleri kesildiği an kaslarımın ağrımasını önemsemeyerek ayağa fırladım ve iç çamaşırlarımı yerde bulup üzerime geçirdikten sonra topuklularımı giydim ve elimden geldiğince hızlı bir şekilde sıvışmaya karar verdim. Etrafa bakındım, lanet olası elbisem neredeydi? Ve gördüğüm şey hoşuma gitmedi, yırtılmış bir şekilde cam duvarın önündeydi. Ve Yağız odaya geldi. Yüzünde oldukça mutlu bir ifade vardı, hala yarısı ıslak saçlarını tek eliyle karıştırırken altındaki siyah kotla birlikte yarı çıplaktı, bana sıvışma der gibi bir bakış attı ve yatağa geri uzandı.

"Sıvışma Poyrazoğlu," diye uyardı ve alaylı haline geri döndü. "Bakın kim uyanmış. Kaç saattir uyuduğunu biliyor musun?"

Kaç saattir ne yaptığımızı daha iyi biliyorum demek istesem de kendimi çok zor tuttum. Başımı öne eğdiğimde saçlarım göğsüme düştü ve Yağız'ın bakışlarını üzerimde hissettim.

"Dün ne yaptık biz?" Pişman olacağım bir şey yaptığımı bildiğim halde ona neden bunu sorduğumu bilmiyordum. Başımı kaldırıp maviye çalan gri gözlerine baktım.

Etrafa bakarken bakışlarımla ona eşlik ettim. Odasındaki çoğu şey dağılmış ve çerçeveler kırılmıştı. Gerçekten çılgın bir gece geçirdiğimiz belliydi. Nefesimi sıkıntıyla verirken Yağız alayla bana baktı.

"Ne olduğunu hatırlamıyorum ama birileri bana hayatımın en iyi gecesini yaşatmış. Ne yaptığımıza gelirsek etrafa bak, bence Scrabble oynamışız," dedi alayla gülerken. "Hatta kelimelerin de misyoner, jokey, kelebek, kovboy kız olmalı."

Eline dalga geçmesi için harika bir fırsat vermiştim. "Tamam, ne olduğunu hatırlatmana gerek yok çünkü ben hatırlıyorum," diye ağzımdan kaçırdım. Ardından yüzümü buruşturdum.

Yağız'ı dün gece sadece kullanmıştım. Kendi kendime Doğukan'dan intikam aldığımı düşünmüştüm, Yağız benimle yattığını ona anlatırsa yüzündeki ifadeyi düşünmüştüm. Ancak Doğukan'ın suçlu olmadığını henüz fark ediyordum ve Yağız'ın şu an beni öldürmemesi için hiçbir sebep yoktu, Yağız Gürsoy ve kullanılmak? Gerçekten şu an egosunu zedelemiş sayılırdım ve beni öldürmemesi için hiçbir sebep yoktu. Yüzündeki ifade değişirken benden mantıklı bir açıklama bekliyordu.

"Hatırlamıyor oluşun normal çünkü sen sarhoştun ama benim bilincim gayet açıktı," dedim göz devirerek. Gerçekten çok uzun süren bir geceydi ve kötü olduğunu söyleyemezdim. Bittikten sonra yatakta Yağız'la uzun muhabbetlere girmiştik ve en son göğsünde ağlamıştım. Beni küçüğüm kelimesiyle teselli ettiğinde uykuya teslim olmuştum.

Yağız başını kaldıracak gibi oldu ve geri yastığa gömdü. "Bunu kendimden beklerdim ama senden beklemezdim, seni sadece içki içmek için çağırdım ve cidden inanamıyorum sana. Eski erkek arkadaşına bunu nasıl açıklamayı düşünüyorsun? Senden vazgeçmiş olabilir ama hala değer verdiği tek kişi sensin ve bunu öğrendiğinde çok sinirlenecek. Hem de bir dakika şu kısma dikkat çekmek istiyorum, sen sarhoşluğumdan faydalanıp bana tecavüz mü ettin Ayça Poyrazoğlu?"

BAŞKASIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin