Bölüm 53: "YABANCI"

1.3K 79 27
                                    

Bölüm şarkısı: Lana Del Rey-Ride: 

"Genç ölüyorum ve zoru oynuyorum, tüm gün içiyoruz ve karanlığa kadar konuşuyoruz, yaz esintilerinde kuşların sesini duyuyorum, bu gece yalnızım, bir belaya karışmamak için çabalıyorum fakat zihnimde bir savaş var. O yüzden sadece sürüyorum."   

-

Kar taneleri kirpiklerime düştüğünde gözlerimi açtım, soğuk bedenimi bir kabuk gibi sardığında donduğumu anladım. Yavru kedi gitmişti, kendine daha güvenli bir sığınak bulduğuna emindim. Hissetmekte zorlandığım bacaklarımı oynattım, gidebileceğim pek yer yoktu. Eve dönüp Yağız'la kavga etmek istemiyordum, babamın evine gidip de huzursuzluk çıktığını belli etmek istemiyordum, diğer evlerin anahtarı bende olsa da çok uzaktaydılar. En sonunda yakınlardaki bir bara gitmeye karar vererek ayağa kalktım, donmayan bir yerim kalmış mıydı acaba?

Donduğum için soğuğu pek hissetmiyordum ama ellerim soğuktan çatlamıştı ve derim kanamıştı, bara ilerlemek için çok uzun bir blok yürümüştüm, bu şehirden gerçekten nefret ediyordum, yollar o kadar karışık ve uzundu ki çoğu köşesini bilsem de kaybolacak gibi hissediyordum.

Bara girdiğimde klimanın sıcak esintisiyle vücudumdaki soğukluğu bir kez daha hissettim, gece hayatını uzun kış gecelerinin bile önlemediğini fark ettim. Dans eden insanların arasından onlara çarparak geçtikten sonra bar masasına ulaştım, barmenden alkolsüz bira isterken vücudum yavaş yavaş ısınmaya başlamıştı.

Montumu çıkarıp taburenin arkasına koyarken alkolsüz biram gelmişti, ilk yudumda tadına küfür ettim, şu an bir sigara ve bir kadeh şarap için çok şey verirdim. Bar taburesinde oturan tek kişiydim, arkamı döndüm ve insanları inceledim, hepsinin yüzünde adeta sorunlarının asılı olduğu bir tabela vardı. İnsanları ilk kez bu kadar gerçek görüyordum.

Uzun bir süre insanları izledim, alınlarına yapıştırdıkları etiketleri inceledim. Hepsi dünyalarının en büyük dertlerini sırtlanıp dans ederek bunu kafalarından atmaya çalışıyordu. Karanlık köşelere gözüm kaydı ve bir kadının bir adamla konuşmasını izledim, adam kadına para verirken kadın başını salladı, muhtemelen bir fahişeydi ama yüzündeki ifadeden bunu yapmak istemediğini, zorunda olduğu için yaptığını görebiliyordum. Yüz ifadesinin ardında büyük bir hikaye olduğunun farkındaydım.

Başka bir adamın parmağındaki evlilik yüzüğüne bakarken parmağında yüzük olmayan başka bir kadınla öpüşmesini izledim, aynı duruma düştüğümden adama küfür etmeyi ihmal etmedim. Genç bir kız yanında öpüşen başka bir çifte acıklı acıklı bakıyordu, öpüşen kız ve ona acıklı bir ifadeyle bakan kızın kolunda aynı dövme vardı, yakın arkadaş olmalıydılar. O an kafama balyoz gibi indi, Sena ve benim gibiydi. Acaba Doğukan'la ben yanında öpüşürken o da bize böyle bakıyor muydu?

Derin bir nefes aldım, nefeslerim cam kırığı gibi ciğerlerime batıp sol yanımı acıttı, kendimi sığdıracak bir yer ve köşe bulamıyordum, nereye gidersem gideyim kendi hayatımdaki sorunları görüyor ve çözemediğim için patlayacak gibi hissediyordum. Alkolsüz biramı bitirirken parasını bıraktım, vücudumun yarısı ısınmıştı ve bir taksi tutup Maslak'a gidebilirdim, bu gece yalnız olmak istiyordum.

Montumu giydiğim sırada sağ tarafıma biri oturdu. "Barmen, hanımefendiye viski ver," dediğinde başımı ona çevirdim ve amacının ne olduğunu sorgulamak yerine görüntüsünü inceledim. Esmer yüzü ve kirli sakallarıyla hoş bir görüntüsü vardı, benden birkaç yaş büyük duruyordu ve iri vücuduyla yanında küçülmüş hissetmiştim.

BAŞKASIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin