16. Bölüm Part 2 yazdıklarım arasında en güzel bölümlerden biri olmak üzere Part 1 değişmeyecek ve 17 Eylül gecesi yüklenecektir. Keyifli okumalar.
Bölüm şarkısı: RED-If I Break
-
Gri gözler bana özlemle ve beklentiyle bakıyordu, sanki son altı ay hiç yaşanmamış gibiydi, hala ona cinayetler için kırgınmışım gibi, en büyük sorunumuz yeni bir başlangıç yapmakmış gibi. Gri gözlerine baktığımda bizim için yeni bir başlangıç değil, başka bir son görüyordum.
Dudakları nazikçe benimkilerin üzerine kapanırken içimdeki özlem ve tutku alevlenmişti, yapmayı sık sık özlediğim gibi ellerimi saçlarının arasından geçirdim ve dudaklarımı aralarken dili ağzımın içine kaydı, o kadar gerçekti ki hiçbir şey beni böyle hissettirmiyordu.
Tek elimle yüzünü tutarken parmaklarım yüzünde dolaştı, daha önce hiç keşfetmemiş gibi. Geri çekilirken boynumu öptü ve yanıma uzandı. Çarşafı çıplak göğüslerimi örtmek için yukarıya çektim.
"Seni özledim," derken uzanıp seks sonrası sigaralarından birini yaktı. "Tuhaf, değil mi? Eskiden bana aitken şimdi suçluluk duymadan yanımda olmanı isterdim," dedi gözlerini karanlığa dikerken.
Gülümsedim, sevgi bütün benliğimi doldurmuştu, uzun zamandır aydın günler yaşadığımı sanıyordum ama değildi. Hiçbir şey onun karanlığıyla aydınlanmak kadar açık ve net değildi.
"Sonsuzluk nedir?" diye sordum gri gözlerinin içine bakarken.
Cevabını biliyordum, gri gözlerine baktığım saniyeler sonsuzluk gibi geliyordu. Tuhaftır ki sonsuzluğa inanmazdım. En güzel şeyler daima ilk bitenler olurdu ama acı çok uzun süre kalırdı ve bu sonsuz olmazdı.
Beni kendine çekerken sarılmasına karşılık verdim. "Sonsuzluk dakikalar arasındadır, aşık olmak, nefret etmek, bir ruhu katletmek..." dedi ve sigara dumanı dudaklarından sanatsal bir şekilde çıktı. "Hepsi saniyeler veya dakikalar içinde olur ama öldüğünde ve öldükten sonra daima sana sahip olan veya senin sahip olduğun hislerdir. Ve seninle tanışana kadar sonsuzluğa inanmazdım, işte bu, kollarımda olman öldüğümde bile unutamayacağım ve bana sahip olan bir his."
"Neden böyle olduk biz?" dedim suçlulukla ona bakarak. "Hep yolunu bulduk ama neden bu defa bulamıyoruz?"
Parmakları tenimde gezinirken dayanılmaz bir acı verdi, bir daha eskisi gibi olmayacaktı.
"Bulamadık değil," dedi gri gözleri acıklı bir ifadeyle bakarken. "Bulmak istemedik. Seninle olmam için bir yol vardı ama bu adilik olurdu, sen de vazgeçtin. Başka bir bedende teselli aradın ve seni gerçek yapan her şeyden uzaklaştırdın."
İri ellerini ellerimin arasına alıp sıkarken çıplak göğsünü öptüm. Karşılık olarak ellerimi sıktı ve loş ışığın altında bir kez daha güzel gözüktü. Sert yüz hatlarından oluşan kirli güzelliği, vücudunun uzun, iri ve güçlü yapısı, sert sesi, elleri ve asla çözülmeyecek duygular barındıran gri gözleri. O kadar güzeldi ki çocuk gibi ağlamak istiyordum. Onu çok özlemiştim.
"Olaylar bizi seçim yapmak zorunda bıraktı ve doğru olanı yaptık," dedim yüz hatlarını bir kez daha ezberlerken. Onu unutmak istemiyorum, son anımda bile görüntüsünü görmek istiyordum. "Neden şimdi doğrulardan vazgeçiyoruz?" diye sorduğumda parmakları dudaklarımın üzerinde gezinerek kelimelerin önünü kapattı.
"Sevgi. Gerçek sevgi, her şeyi yapmaya değer," dedi.
Gülümsedim. "Sen kimseyi sevemezsin. Kimse sana sevmeyi öğretmedi, sana nefret etmeyi öğrettiler ve bu seni güçlü yaptı."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BAŞKASI
General FictionDoğukan Arınç Balcı. Dünyasını, bize yaşamı anımsatan bütün canlı renklerden soyutlamış ve en az kendisi kadar hissiz bir hayat olan griyi yaşıyordu, dünyasında ona ait tek renk, griydi. Tehditkar, sert, hükmedici ve çekici görünümünün ardında...