Sabah gözlerimi alarm sesiyle açtım. Alarmı kapatıp gözlerimi ovuştura ovuştura yataktan kalkıp banyoya ilerledim. İşlerimi halledip aşağı indim. Saat yedi buçuk olmasına rağmen evde kimse yoktu. Normalde babam bu saatte çıkardı ama annem daha yeni kalkıyor olurdu. Oysaki şuan ikisi de yoklar. Mutfağa girdiğimde buzdolabının üstündeki sarı post-it dikkatimi çekti. Elime alıp okudum.
"Sılacım ben de şirkete erken gidiyorum bugün. Sabahtan işlerimi bitirmem lazım çünkü Arzu'yla gitmemiz gereken bir yer var. Bir şey olursa ara.
-Annen."
Notu buruşturup çöpe attım ve tekrar odama çıktım. Yatağımı topladıktan sonra maşayı çıkartıp fişe taktım. O ısınırken dolabımı açıp giymek için bir şeyler bakındım. Beyaz kot pantolonumda ve kırmızı gömleğimde karar kıldıktan sonra çıkartıp giyindim. Pijamalarımı katlayıp yatağımın üstüne koydum. Ayakkabı dolabımdan kırmızı topuklularımı çıkarttım ve ayağıma geçirdim. Çanta dolabımdan kırmızı el çantamı alıp içine dünkü çantamdakilerle telefonumu koydum ve aynanın karşısına geçtim. Maşayı alıp saçlarımın uçlarını dalgalandırdım ve prizden çıkartıp yerine kaldırdım. Çekmeceden kırmızı saatimi ve güneş gözlüğümü bulup saati koluma gözlüğü de başıma taktım. Yandaki çekmeceden de parlatıcımı alıp dudaklarımla buluşturdum ve aynada son kez kendime baktım. Tam puan aldıktan sonra çantamı da alıp odadan çıktım. Tam tost yapmak için mutfağa girmiştim ki telefonuma mesaj geldi. Çantamdan telefonu çıkartıp mesaja baktım.
Gönderen: Sevgilim
Sakın kahvaltı edeyim deme. Şirkete geldiğinde seni bir sürpriz bekliyor...
Mesajı okuduktan sonra çantamı bıraktığım masanın üstünden aldım ve mesaj yazarak kapıya doğru yürümeye başladım.
Gönderilen: Sevgilim
Tam zamanında haber verdin. Birkaç dakika daha geç yazsan kendime tost yapmaya başlayacaktım. Şimdiyse guruldayan bir karınla sürprizime kavuşmak için evden çıkıyorum. Şirkette görüşürüz -öpücük atan emoji-
Mesajı gönderdikten sonra askıdan anahtarımı da aldım ve evden çıktım. Gözlüğü gözüme indirip kapıyı kilitledikten sonra evin anahtarını çantama koyup arabanınkini çıkardım. Bahçeden çıktıktan sonra arabayı açtım ve bindim. Çantamı yan koltuğa atıp telefonu da düşmeyecek şekilde önüne yerleştirdikten sonra arabayı çalıştırdım ve şirkete doğru yola koyuldum.
Şirketin kapısının önünde durduktan sonra telefonu çantanın içine attım ve çantayı da alıp arabadan indim. Kapıdan bir adam "Hoş geldiniz Sıla Hanım. Anahtarları alayım mı?" dediğinde yürümeye devam ederken "Anahtarlar üstünde!" diye seslendim ve döner kapıdan içeri girdim. Gözlüğü tekrar başıma kaldırdığımda kontrol bölümüne gelmiştim. Başında duran adam "Hoş geldiniz Sıla Hanım." dediğinde çantamı yan tarafa koymadan veya kartımı göstermeden başımla selam verip kontrolden geçtim. Çalışanların önünden geçerken herkes "Hoş geldiniz." diye beni selamlıyordu. Batu gibi ben de hepsini başımla selamladıktan sonra asansörü çağırdım. Geldiğinde bindim ve en üst kata çıktım. Asansörden indiğimde asistanların ikisi de "Hoş geldiniz Sıla Hanım." dediklerinde bu sefer "Hoş bulduk." diye cevapladım ve odama doğru ilerledim. Kapıyı açtığımda şok geçirmiştim. Önümde çiçeklerden yol vardı. Diğer boş alanda gül yaprakları. Masanın üstündeyse bir buket... Önümde yol yapmış olan çiçekleri toplaya toplaya masama ilerledim. Elimde de bir buket oluşmuştu ve böylece iki buket çiçeğim olmuştu. Çantamı ve elimdeki buketi masaya bırakıp diğerini elime aldım. Üstünde bir kart vardı.
"Dün seni ağlattım, bugün de güldüreyim dedim. Sana kahvaltı etmemeni söylememin nedenini benim odama gelirsen öğreneceksin. Ayrıca bugün alışverişte kendine çiçekler için bir masa alsan iyi edersin, çünkü bundan sonra her sabah masanda bir buket çiçek bulacaksın. Kısa kesiyorum çünkü bir an önce yanıma gelip boynuma atlamanı, dudaklarıma yapışmanı istiyorum. Bekletme beni!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
THE ARSLAN (Bir Aşk Hikayesi)
Novela JuvenilOnlar, birbirlerini biraz geç buldular. Kız, onu bekleyen hayatın farkında bile değildi. Erkek ise bu hayata doğmuştu ama kaçıyordu ondan. Başlarda her şey normaldi. İki liseli aşıklardı. Hikayelerinin adı klasikti: "Bir Aşk Hikayesi" Sonra ise her...