-46- Nişan

174 4 1
                                    

(Multimedya: alyanslar)

Bu sabah da öpülerek uyandırıldım. Gülümsesem de "Ya!" diye söylenerek pozisyon değiştirip tekrar uyumaya çalıştım. Tabi karşılığında bir öpücük daha almıştım. Bununla birlikte bir de yorganın üstünden totoma vurup "Kalk bakalım koca bebek. Karnında kendi bebeğini taşıyorsun ama sen hala bebeksin." dedi Batu. Benden de bir "Ya!" efekti daha duyuldu. Arkamı dönüp ona baktım ve "Hiç de bile!" diye mızırdandım. Batu surat ifademe kahkaha atıp bir kez de dudaklarımdan öptü ve yataktan kalkıp "Beş dakika içinde aşağıda oluyorsun." dedi. Üstümden yorganı kaldırdığında üşüyüp kollarımı almak için uzattım. Bir süre savaş verdikten sonra ise pes ettim ve "Ya tamam kalkıyorum ya!" diye mızırdanarak uğraşmayı bıraktım. Yataktan kalktım ve tuvalete ilerledim. O da "Beş dakikan var!" diye tekrarlamış, odadan çıkıyordu ki "Batu!" diye seslenip durdurdum. Bana döndüğünde "Yatağı topla." dedim ve öpücük atıp kapıyı kapattım. İşlerimi halledip çıktım. Sözümü dinleyip yatağı toplamıştı. Ben de onun sözünü dinledim ve hırkamı üzerime geçirip telefonumu da aldıktan sonra aşağı indim. Salonda oturuyordu. Yanına gidip ben de koltuğa çöktüğümde önce beni süzdü, sonra da "Aşkım üstünü değiştirip gelmen için beş dakikan vardı." dedi. Kaşlarımı kaldırarak ona döndüm. O an fark ettim ki o giyinmişti. "Niye ki?" dediğimde gülümseyip "Önce kahvaltıya gideceğiz, sonra da nikah için gün alacağız." diye açıkladı. Ben de kahvaltıyı duyup ayaklandım ve hızlıca yukarı çıkmaya başladım. Koşar adım ilerlerken Batu "Koşma!" diye bağırdı. Ben de korkup yavaşladım. Odaya çıkıp giysi odasına girdiğimde hemen dolaptan koyu renk kot pantolon ve koyu gri kazak ayarlayıp üstümü değiştirdim. Ayakkabı dolabımdan da siyah, pembe ve gri renklerden oluşan boğazlı Nike spor ayakkabılarımı alıp giydim. Siyah, omuzdan askılı çantamı ve siyah, çok kalın olmayan montumu askılarından alıp odaya geçtim. Çantaya cüzdan ve telefon yerleştirdim. Tuvalet masamın başına oturup saçımı açtım. Elimle düzeltip çekmeceyi çektim. Parlatıcımı sürdüm. Beyaz Lacost saatimi sol koluma, Batu'nun tarafında gözüme kestirdiğim siyah boncuk bilekliği de sağ koluma taktım. Artık yüzük parmağımda nişan yüzüğü olduğundan sadece işaret parmağıma bir tane gümüş boğumluk geçirdim. Hazır olduğumda parfümümü de sıktım ve masadan kalktım. Çantamı ve montumu alıp odadan çıktım. Aşağı indiğimde Batu da beni fark etti ve kalkıp yanıma geldi. Montlarımızı giyip evden çıktık. Kapıyı kilitleyip Batu'nun uzattığı elini tuttum ve hızlıca otoparka gelip arabaya yerleştik. Otoparktan çıkacakken telefonum çalmaya başladı. Çantadan çıkarıp ekrana baktığımda "Ana Kraliçe; arıyor..." yazısıyla karşılaştım ve Batu'nun meraklı bakışlarına karşılık "Annem." diye mırıldanıp aramayı "Efendim?" diye yanıtladım. Annem "Kızım nasılsın?" dediğinde otoparktan çıkarken "İyiyim annecim, sen nasılsın?" diye cevap verdim. "Ben de iyiyim. Şey diyecektim kızım, bugün artık eve gelsen olur mu? Hem daha evlenmediniz ve biz seni özledik." dedi. Tam o anda siteden çıktık. Anneme "Bilmiyorum anne. Batu'ya sorarım ama olmadı yemeğe geliriz olur mu?" diye karşılık verdiğimde annem önce "E ama öyle de sana doyamayız ki." dese de sonra "Neyse tamam, olur. Ama sen Batu'ya yatılı kalmayı sor. Eğer olmazsa öyle yaparız, tamam mı?" diyerek kabul etti. Ben de "Tamam annem. Hadi öpüyorum, görüşürüz." dedim ve telefonu kapattık. Batu hemen "Ne diyor?" diye sorduğunda telefonumu çantama koyarken "'Bugün burada kalsana' dedi." dedim ve "Kalabilir miyim?" diyerek ona döndüm. Gözünü yoldan kısa bir an ayırıp bana baktı ve tekrar yola dönerken "Olmaz." dedi. Tam itiraz etmek için ağzımı açtığımda da "Hiç itiraz etme, ben dün sana ne dedim? 'Sürekli yanında olup seni korumak istiyorum.' dedim, değil mi? O yüzden olmaz işte." diye ekleyerek susturdu beni. Oflayarak yola döndüm ama sonra bir umut "O zaman yemeğe gidelim." diyerek ona döndüm. Neyse ki bunu "Olur, gideriz. Zaten günü filan da haber vermemiz gerekir." diye onaylamıştı. Ben de gülümseyip arkama yaslandım.

THE ARSLAN (Bir Aşk Hikayesi)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin