-86- Aile

104 3 0
                                    

Birkaç Gün Sonra...

Yine bir tatil günü Batu dışarıda, işlerle; Lara da yukarda, akşam Furkan'la buluşmaya giderken ne giyeceğini seçmekle meşguldü. Bense salonda oturmuş dergi karıştırıyordum. Derken kapı çaldı. Kalkıp açtığımda Gökhan'la karşılaştım. "Hayırdır?" dediğimde "Sıla Hanım, anneniz geldi. Batu Bey'in aileler gelince içeri almamamızla ilgili kesin emri vardı ama hanımefendi ısrar ediyor. Bir size sormak istedim." dedi. "Annem mi?" diye mırıldandıktan sonra "Gelsin." diye ekledim. Başıyla onaylayıp arkasını döndü ve adamlarına da bir işaret verdi. Annemi bahçeden içeri aldılar. Kapıya geldiğinde soğuk bir sesle "Hoş geldin." dedim ve biraz kenara çekildim. Annem içeri girerken de kapıyı kapatıp peşinden gittim. Ben karşısındaki koltuğa geçerken evi incelemekle meşguldü. "Eviniz güzelmiş." diye mırıldandığında "Sağ ol." diye karşılık verdim. Sonunda bana bakabildiğinde Lara koşarak ve "Yenge!" diye bağırarak aşağıya indi. Gelen gürültüyle, annem de ben de merdivene dönmüştük. Annem merakla ona, o da anneme bakarken hızla ayaklanıp yanına gittim. Onu salondan biraz uzaklaştırıp "Efendim Laracım?" dedim. Sonunda bana dönebildiğinde "Bu kim?" diye fısıldadı. Ben de "Annem. Belli etme kendini. Ne oldu?" diye karşılık verdim. "Ha... Sen güzel yapıyorsun ya, soğuk kahve isteyecektim." dediğinde "Tamam, yaparım hemen. Sen çık yukarı hadi." diyip onu gönderdim. Annemin yanına geçtiğimde hemen "O kimdi? Niye 'yenge' diyor sana?" diye sordu. Bensem "Bir şey içer misin?" diyerek konuyu değiştirdim. "Su yeterli." dediğinde mutfağa geçtim. Lara'nın kahvesini yapıp bir bardağa da su doldurup içeri döndüm. Suyu anneme verip "Geliyorum hemen." dedim ve Lara'nın odasına çıkıp ona da kahvesini verdim. Biraz daha odada kalmasını tembihleyip annemin yanına döndüm. "Bunca zaman sonra neden geldiğini açıklayacak mısın artık?" diye sorduğumda ufak bir tebessüm ederek sorarcasına "Hakkında bir şeyler duydum. Hamileymişsin?" dedi. Başımla onaylayıp "Evet, hamileyim. Sen nerden duydun?" dediğimde ise "Kaan, teyzene ağzından kaçırmış. Sevtap da bana söyledi işte. Ama... Senden duymak isterdim." diye mırıldandı. Bunun üzerine histerik bir kahkaha atıp "Bunca zaman arayıp sormadın. Şimdi gelmiş, sana söylemediğim için kızıyor musun? Kusura bakma ama ben sırf sevdiğim adamla evlendim diye anne ve babam tarafından cezalandırıldım. Sırada ne var? Hamile kaldığım için mi cezalandıracaksınız?" diye bağırdım. Anneminse gözleri dolmuştu. "Kızım... Ben seni aramak istedim. Gerçekten istedim ama baban izin vermedi. Buraya geleceğimi söylediğimde de kızdı ama hamile olduğunu duyunca değişti fikri. Hatta beraber geldik buraya ama onu görmek istemeyeceğini düşündü. Dışarıda bekliyor." dediği sırada yine kapı çaldı. Açtığımda karşımda babamı, Melek Teyze'yi ve Adnan Amca'yı görünce şaşırmıştım. Yanlarındaki Gökhan "Sıla Hanım engel olamadım, kusura bakmayın." dediğinde "Sorun değil Gökhan, gidebilirsin." diyip onu gönderdim. Kapıdakileri içeri aldım. Çaktırmadan Lara'ya kısa bir mesaj attım. Elimden telefonu bırakır bırakmaz Melek Teyze direk "Sıla, duyduğumuza göre hamileymişsin?" diye lafa girdi. Onu başımla onaylayıp "Evet, hamileyim." diye de eklediğimde babam "Kaç aylık?" diye sordu. Histerik bir kahkaha atıp "Merak etmeyin, evlendikten sonra oldu. Hamile olduğum için evlenmedik yani." dediğimde derin bir nefes almışlardı. Bunun üzerine odaya, sessizlik çöktü. Derken kapıda dönen anahtar sesi ve Batu'nun sorarcasına "Sıla?" diye seslenişi duyuldu. Karşılık vermek yerine koltuktan kalkıp girişe doğru ilerledim. Holün sonunda karşılaştığımızda "Hoş geldin." diyip ufak bir tebessüm ettim. O da tek kolunu belime sarıp beni kendine çekti ve dudaklarımdan öpüp "Hoş bulduk güzelim." diye karşılık verdi. O sırada salondakileri görmüştü. Belimdeki koluyla beni de yürütüp "Siz uğrar mıydınız bize ya?" diye takılarak salona geçti. Koltuğa oturduğumuzda "Ee, sebebi ziyaretiniz nedir?" diye sordu. Onlar yerine "Hamile olduğumu öğrenmişler." diye ben yanıtladım. Batu ise önce bana baktı, sonra da kaşlarını kaldırarak ailelere döndü ve "Tebrik etmeye mi gelmişler? Valla inanmam." dedi. Yine ben "Yok hayatım. Daha çok, evlenmeden önce mi yoksa sonra mı oldu diye öğrenmeye gelmişler. Anlaşılan, hala birbirimizi sevdiğimizi ve o yüzden evlendiğimizi kabullenemiyorlar." diye atladığımda güldü. Melek Teyze ise "Kızım olur mu öyle şey? Sen bizim gelinimizsin ve torunumuzu taşıyorsun. Demeyin böyle, biz bir aileyiz. Ayıp oluyor biraz." diye karşı çıktı. 'Aile' sözcüğü üzerine kahkaha atmaya başlayıp başımı Batu'nun omzuna gömdüğümde onun da güldüğünü hissetmiştim. Başımı kaldırabildiğimde "Pardon, sinirlerim bozuldu da..." diyip tekrar güldüm. Batu ise "Ya anne, Allah aşkına... Aile? Biz miyiz aile? Siz galiba bizi başkasıyla karıştırıyorsunuz?" diyerek aklımdakileri dile getirdi. Adnan Amca ise "Batu, haddini aşıyorsun." diye tıslayarak ilk kez lafa dalda. Batu'nun canı iyice sıkılmış olacak ki bir anda "Aşıyorum lan, aşıyorum!" diye bağırarak ayağa kalktı.

THE ARSLAN (Bir Aşk Hikayesi)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin